"والقتال" - Traduction Arabe en Turc

• savaşmak
• savaşmaya
• dövüş
• kavga
• savaş
• Ayaklanıp
• dövüşmek
• savaşmayı
• savaşabilirsiniz

Ona sadece tek birşey öğretilmişti . savaşmak ve iyi savaşmak.
زوجي كان جنديًا وقد تربى على القيام بعمل واحد: القتال بالمعارك، والقتال بشراسة

Confessor sizinle gelip D'Haranlarla savaşmak istiyorum.
ايتها المؤمنه أريد أن آتي معكم والقتال ضد الدهاريون

Dışarıya çıkıp savaşmaya hazırlar çünkü bunun islam'ı övmek için tek yol olduğuna başarı ile ikna edilmiş haldeler.
إنهم جاهزون للذهاب والقتال لأنه تم إخبارهم أن هذه هي الطريقة الفعّالة والوحيدة لتمجيد الإسلام.

Dişilerin gözetimi altında yaklaşma, saldırı ve dövüş yeteneklerini geliştirecek.
تحت عين الأنثى الحارسة يمكنها ممارسة مهارات المطاردة والانقضاض والقتال

Artık daha fazla karmaşa, kavga, dövüş istemiyorum.
لا مزيد من العصابات لا مزيد من المشاحنات التافهة والقتال

Ve bölgede savaş devam ederken ağır çatışmadan bir hafta sonra Başardık; ilk okapi yavrumuz doğdu.
واحده منهم كانت حامل . وخلال الحرب . وبعد أسبوع قاسي من الحرب ,والقتال في المنطقة. نجحنا— لدينا أول زرافة آوكابي.

Ayaklanıp mücadele etme zamanı.
"لقد حان وقت الإستيقاظ والقتال"

- Sana, Örümcek Ağı'na katılıp senden daha güçlülerle dövüşmek için bir şans veriyorum.
اعطيك الفرصة للإنضمام لنا أن تكون جزءا من الشبكة والقتال من أجل شيء أكبر بكثير من نفسك

Size toparlanıp savaşmayı emrediyorum. Toparlanın ve savaşın.
أنا آمرك بالوقوف والقتال الوقوف والقتال

Gidebilirsiniz yahut kalıp bizimle birlikte savaşabilirsiniz.
يمكنكم الذهاب أو يمكنكم البقاء والقتال معنا

Doğruluk ve adalet için savaşmak.
خداع الموت، والقتال من أجل الحق والعدالة

İşte bu yüzden saklanmak yerine savaşmak zorundayız.
ولهذا السّبب علينا أن نتوقّف عن الإختباء والقتال.

Geri dönüp seninle birlikte savaşmak istiyor.
أن ينتهي هذا هو يرغب بالعودة والقتال إلى جانبك

Birini sevdiğinizde, gerçekten sevdiğinizde onu kalmaya, savaşmaya, uğraştırmaya zorlamazsınız.
عندما تحب شخصاً ما تحبهم بحق لاتجبرهم على البقاء والقتال والصمود

Geronimo her askerin amaca bağlı, sadık ve savaşmaya istekli olmasını istiyor.
جيرونميو يحتاج إلى كل جندي الآن مخلص للقضية, ومستعد للتضحية والقتال

Demek oluyor ki silahlar, patlayıcılar ve yakın dövüş konularında uzmansınız.
إذاً أنت مدرّب على الأسلحة والمتفجرات والقتال حتى الموت؟

İkiniz beni hasta ediyorsunuz... günün her saniyesi kavga edip duruyorsunuz!
أَنا تعبت جداً مِنْكوا انتم الإثنان إسَاْءة إلى بعض والقتال في كُلّ الاوقات

Siz çadırınızda veya laboratuar barakasında çalışken aşağınızda buzun altında foklar yüzüyor, yarışıyor ve kavga ediyor.
الأختام التي تتحرك وتتنافس والقتال تحت الجليد بينما كنت نائماً في خيمتي هنا وهم يعملون في كوخ المختبر.

Öğrencinin yalan söyleme, hile yapma, savaş ve öldürme yeteneklerini ölçer.
يقيس قدرة طالب الفطرية للكذب والأحتيال والقتال والقتل

Bir insan pilotun tüm uçuş ve savaş yeteneklerine sahiptir ancak insan pilotlardaki gibi hataları yoktur.
.. مزودة بقدرات الطيران والقتال للطيار البشري ولكن بدون الأخطاء الجسيمة التي تلازم البشر

Sürekli dövüşüp sikişmek sikişip dövüşmek istiyorlar. - Döndüğüne seviniyorsundur o zaman.
المضاجعة والقتال - عليك أن تكون سعيداً بالعودة إذن -

İz sürmeyi öğreneceksin yön bulmayı ve savaşmayı.
ستتعلم التتبع، والملاحة، والقتال

Yahut kalıp savaşabilirsiniz.
يا... يمكنهم البقاء والقتال.