Ve bir cep telefonu, ortaya çıkıyor ki, mükemmel bir kurtarma aletidir. | TED | والهاتف المحمول، كما تبين، أداة انتعاش عظيمة. |
- Hayır, ama teybi ve telefonu bulduk. | Open Subtitles | السيارة مفقودة. ولكننا وجدنا المسجل والهاتف |
Burada şebeke yok ve cep telefonu dinlenebilir. | Open Subtitles | المشكلة أنه لا توجد شبكة. والهاتف الخليوي قابل للتّـتبع. |
Dünya Bankası borçları için bu kuşatılmış ülkenin ödediği bedel devlet petrol endüstrisi ve havayolu, demiryolu, elektrik ve telefon şirketlerinin özelleştirilmesiydi. | Open Subtitles | لقروض البنك الدولي كان لخصخصة صناعة النفط المملوكة للدولة وشركاتها من الطيران والمترو والهاتف. |
Evde bir kaza oldu ve telefon çalışmıyor. | Open Subtitles | حصل لنا حادث للتوّ في منزلنا عبر الطّريق، والهاتف معطل |
İçki sürahisinin şekli hoşuma gitmedi telefonun yeri de uygun değil. | Open Subtitles | أجل, أنا لا أحب كثيرا شكل الإبريق... والهاتف في وضع سيئ |
Ve modern dünyanın internet ve cep telefonu gibi, 1000 yıl önce büyük bir imparatorluk boyunca tüccarların nasıl iletişim kurduğunun hala ayakta fantastik bir örneği vardır. | Open Subtitles | وبقاؤها في عصر الإنترنت الحديث والهاتف الجوّال هو مثال رائع عن اتصال التجار قبل ألف عام عبر امبراطورية شاسعة |
telefonu bırak. Ya cebine ya da çantana. | Open Subtitles | والهاتف يذهب، والهاتف يذهب الى جيبك أو الى حقيبتك |
Sadece bilgisayar..modem ve cep telefonu gerekl i | Open Subtitles | تدافعت من خلال جهاز كمبيوتر. أجهزة المودم والهاتف المحمول والهاتف الخليوي. |
Ayrıca, mobil telefon cep telefonu oluyor. Nakit kartı da bankamatik kartı. | Open Subtitles | والهاتف هــو الجــوال وبطاقـة الإئتمان هي بطاقة الصـراف الآلي |
Delhi haritasını analize ettik ve ele geçirdiğiniz telefonu. | Open Subtitles | حللنا خريطة دلهي والهاتف المحمول المغتنم. |
Kurbanın elindeki cep telefonu. Onu oraya kim koydu? | Open Subtitles | والهاتف الخلوي الذي في يد الضحية من الذي حقاً وضعه هناك؟ |
Araba anahtarları, cüzdanı, cep telefonu bende. | Open Subtitles | اخذت مفاتيح سيارتها والمحفظة، والهاتف المحمول |
Pat çok eski kafalı olabilir, programındaki sohbet ve telefon alma olayları ama sen bizden birisin. | Open Subtitles | قد يكون بات ديناصور، وملء برنامجه مع شيت الدردشة والهاتف الإضافية مثل ذلك هو عام 1983، ولكن أنت واحد منا. |
Kredi kartları ve telefon hattı 3 yıl önce kapatılmış. Arizona. | Open Subtitles | البطاقة الإئتمانية والهاتف تم إلغائهم قبل ثلاث سنوات |
- Hiçbir şey insanlığı birkaç kablo ve telefon gibi öldürmez. | Open Subtitles | - لا شيء يهلك الإنسانية - مثل بعض الأسلاك والهاتف الخليوي. |
Banyo en üst katta ve telefon hemen burada. | Open Subtitles | الحمام فى الطابق العلوى والهاتف هنا |
Bıraktığı adres ve telefon sahte. | Open Subtitles | العنوان والهاتف الذي تركه مزيف |
En kabarıklarıysa elektrik ve telefon faturaları. | Open Subtitles | والأكثر إلحاحا هي الكهرباء والهاتف. |
Bilgisayarın ve cep telefonun olmadan nasıl gidiyor Bay teknolojik cezadan muzdarip? | Open Subtitles | كيف حالك بدون الكمبيوتر والهاتف النقال؟ سيد.معاقب تكنولوجياً |
Kimliğin ve cep telefonun lazım. | Open Subtitles | أنا ستعمل تحتاج بطاقتك الشخصية والهاتف الخلوي. |
Aynı o pasaportların, kullan at telefonun kasanın içinde olmadığı gibi mi yani? | Open Subtitles | مثل جوازات السفر والهاتف الذي لا يمكن تعقب أثره تلك الأشياء لم تكن داخل خزنتك؟ |