Artık yapabileceği tek şey, değerli yumurtalarının yok oluşunu izlemek. | Open Subtitles | لا تستطيع إلا أن تقف وتشاهد بيضها الغالي يؤكل أمامها |
Hey, Canavaro, sen de gelip izlemek ister misin? | Open Subtitles | يا كنفارو، نريدك أن تأتي وتشاهد أيضاً , ؟ |
Gerçek erkekleri eğitimde izlerken kendini tatmin etmek için uzun yol geldin. | Open Subtitles | لقد قطعت شوطاً كبيراً لتأتي وتفرد سيطرتك وتشاهد الرجال يتدربون. |
Ve ondan biri ölürken durup seyretmek yapacağı şey değil. | Open Subtitles | وهي لن تقف هناك، وتشاهد أحد من قومها وهو يقتل. |
Gün boyunca evdesin rahat rahat TV izliyorsun. | Open Subtitles | أنت بالمنزل طوال النهار وتستمتع بالنهار الرائع وتشاهد التلفاز |
- Lesley... - Onu bilmiyorsun, Mike. Sürekli etrafta dolanıp herkesi izliyor. | Open Subtitles | انت لم تراها عندما تأتي هنا للتمشى وتشاهد الجميع |
Gerçekten çocuklarınla oturup bu saçma filmleri mi seyrediyorsun? | Open Subtitles | هل حقاً تجلس وتشاهد تلك الأفلام السفيهة مع أولادك، أم ماذا؟ نعم |
Üstelik normal rutininin dışına çıkmak zorunda değilsin, başka bir yerde TV seyredeceksin. | Open Subtitles | وأيضا، ألن يكون مفيدا لك أن تخرج عن روتينك المعتاد وتشاهد التلفزيون في مكان مختلف؟ هذا كان حلمي دوما! |
O yüzden bir yetişkin gibi davran ve gelip kalede televizyon izle. | Open Subtitles | لم لا تنضج قليلا وتشاهد التلفاز في الحصن؟ |
Sonra da arkana yaslanıp, torunlarını izlersin. | Open Subtitles | ثم تجلس وتشاهد الأحفاد وهم يتدفقون. |
Oto yola gidip cenaze alayını izleyecek misin? | Open Subtitles | لذا هل ستذهب للطريق السريع وتشاهد الموكب؟ |
Tabii eğer amaç demlenip televizyon izlemek değilse. | Open Subtitles | ليس إذا كان طموحك أن تتناول المخدرات وتشاهد التلفزيون |
Artık eve ya yemek yemek ya da maç izlemek için geliyorsun ve konuşurken heyecanlandığını görmek daha farklı. | Open Subtitles | حسناً أنت تأتي إلينا للمنزل كي تأكل فقط وتشاهد اللعبة الأمر مختلف عند رؤيتك تتحدث وأنت متأثر |
İşimizin orada oturup insanların ölmesini izlemek olduğunu söyleyenlerin herkes. | Open Subtitles | كل من يقول أن عمَلَنا هو أن تجلِس وتشاهد الناس يموتون |
Onu yakından görmek gözlerindeki ışığı izlemek istersin yakalanmak falan umurunda olmaz. | Open Subtitles | .. ستريد أن تراهم عن قرب ، وتشاهد نور أعينهم يخفت تدريجيّاً . ولن تهتم إذا ماأمسك بك |
Hastanede oturup cam bariyerin arkasından film izlerken kız ayartmak zor. | Open Subtitles | ليس من السهل أن تغري فتاة أن تجلس في مشفى وتشاهد فيلم عبر حاجز زجاجي |
Ama evde takılıp televizyon izlerken oldukça tatlı. | Open Subtitles | لكن اذا كنت تجلس فى البيت وتشاهد التليفزيون فهذا شيئاً جميل |
TV seyretmek. Tek istediğim şey buydu cidden. Ben de bir tavşan çiftliği kurdum. | Open Subtitles | وتشاهد التلفاز ذلك كل ما تريده حقاً لذا بدأت بإنشاء مزرعة أرانب |
Haydi. İçeri girip gösteriyi seyretmek ister misin? | Open Subtitles | هيا، أتريد أن تدخل وتشاهد البرنامج؟ |
Şehirleri ateşe verip masum insanların yanışını izliyorsun. | Open Subtitles | قمت باشعال النار في المدن، وتشاهد الناس الأبرياء يحتروق حتى تتمكن من إقناع، |
Şehirleri ateşe verip masum insanların yanışını izliyorsun. | Open Subtitles | أنت تحرق المدن، وتشاهد الأبرياء يحترقون حتى تتمكن من إقناع |
Her gün ıvır zıvır yiyor ve çizgi film izliyor. | Open Subtitles | إنها تأكل الفضلات طوال اليوم وتشاهد أفلام الكارتون |
Ot içiyorsun, biran var ve porno seyrediyorsun. | Open Subtitles | انت تدخن الممنوعات, وتشرب البيره وتشاهد فيلم إباحي اظهر له بعض الاحترام |
Ben onunlayken, sen seyredeceksin. | Open Subtitles | وأنت ستجلس في الخلف فحسب وتشاهد |
Yatakta kal, uyu, televizyon izle. | Open Subtitles | يمكنك أن تظلّ في السرير وتنام وتشاهد التلفاز |
Sadece yemek yer ve dev ekranda porno izlersin. | Open Subtitles | أنت تأكل بيرتس بوتي فقط "نوع من منتجات الذرة" وتشاهد الأفلام الإباحية لنساء سمينات |
Orada dikilip izleyecek misin yoksa oturup yiyecek misin? | Open Subtitles | هل ستقف هناك وتشاهد أم ستجلس وتأكل |