"وتصلح" - Traduction Arabe en Turc

    • ve
        
    • tamir
        
    Yarın sabah biraz padavra (ince tahta) al ve çatıyı kendin tamir et. Open Subtitles في صباح الغد ستشتري بعض الألواح وتصلح السقف بنفسك
    Senden şu Castili zırvalıkları yakmanı ve ailenle aranı daha farklı yoldan düzeltmeni istiyorum. Open Subtitles الآن، أريدك أن تحرق كتابك الكاتي المجنون وتصلح عائلتك من الداخل
    ve hikaye üç gün daha iyi iş yapar. Open Subtitles القصة جيدة وتصلح لمدة ثلاثة أيام أخرى
    - Sadece şu uçağı düzgün tamir et! Open Subtitles سأنزع وجهك إن لم تأت وتصلح هذه الطائرة الآن
    Herkes seni sevsin diye iyi çocuk olup her şeyi tamir ettin. Open Subtitles بكونك الولد الجيد، وتصلح كل شيء فيحبك الجميع
    Müfettiş Todd'u arayacağınızı ve benim için işleri yoluna koyacağınızı umuyordum ama sorun değil. Open Subtitles "اتمنى أن تتصل بالضابط "تود وتصلح الأمور بيننا لاكن كل شيئ بخير
    Aletlerin olduğu yere çıkacaksın ve telefonu tamir edeceksin. Open Subtitles أنت ستتسلق عمود العدة وتصلح خط الهاتف
    Tecavüz ve kötülüğe çok uygun tenha yerlerle dolu olur. Open Subtitles وتصلح بطبيعتها للاغتصاب والخسة
    - Şimdi o Gemini güçlerini kullan ve şu şeyi onar. Open Subtitles لذا لمَ لا تستخدم أسلاك توصيل (الجوزاء) وتصلح هذا الشيء؟ حسنٌ.
    Bu zamanı ve mekanı uzlaştırır. Open Subtitles وتصلح لقضاء الوقت.
    Baksana Moe, bu ruhsatın süresi 1973'te dolmuş ve sadece Rhode Island'da geçerliymiş. Open Subtitles (مو) ، هذه الرخصة منتهية منذ عام 1973 وتصلح فقط بمدينة (رود آيلاند) وموقعة من قبلك
    O koca götünü kaldır, oraya uç ve şu işi hallet. Open Subtitles عليك أن تنهض وتصلح هذا العطل
    Senin eve dönüp o otobüs durağını tamir edeceğin için gerçekten çok üzgünüm. Open Subtitles قلقت من كونك ستريد العودة الى المنزل وتصلح لافتة موقف الحافلة
    Ben eve dönmeden o panjuru tamir etmeni istiyorum, yoksa kalacak başka bir yer ararsın. Open Subtitles وتعود إلى المنزل وتصلح المصراع قبل أن أعود إلى المنزل وإلّا عليك إيجاد مكان آخر للعيش فيه
    En kötüsü de dışarı çıkıp telgrafı tamir etmek. Open Subtitles الأسوأ عندما تُجبر على الذهاب للخارج وتصلح السلك
    Eğer NASA'da çalışmıyorsan sokakta yürüyüp uzay mekiği tamir etmene izin vermeyecekler. Open Subtitles ان لم تعمل مع ناسا هم سوف لن يدعوك تأتي من الشارع وتصلح الصاروخ
    Bu hasta, aslında ölmüş bir organla bize geldi, biz önce bu akıllı biyomalzemelrden yarattık, daha sonra bu malzemeyi, bu hastanın zedelenmiş organını tamir etmek için kullandık. TED هذا في الواقع مريض أتى بعضو ميت، ثم صنعنا واحدة من هذه الخامات الحيوية الذكية، واستخدمنا هذه الخامات الحيوية الذكية لتستبدل وتصلح عضو المريض التالف.
    - Gidip tamir etsene. Open Subtitles -عليك أن تذهب وتصلح ذلك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus