Yer fıstığı yemek, kahve ve gazoz içmek dergi okumak için 150 dolar. | Open Subtitles | مائة وخمسون دولار سنوياً لتجلس في غرفة وتتناول الفستق والقهوة والصودا وتقرأ مجلة. |
Amazon'a girip inanılmaz uzun bir eleştiriyi okumak zorundasın... aylar önce ölmüş bir akıl hastası tarafından yazılmış... çünkü karısını vurmuş... sonra da kendini... uzaktan kumandanın beklentileri karşılamadığını sana açıkladıktan hemen sonra. | Open Subtitles | يجب أن تذهب لموقع أمازون وتقرأ مشاركة طويلة جداً كتبها شخص مجنون الذي مات منذ عدة أشهر |
Ama diğer taraftan, müzeye gitmiyorsun ya da kitap okumuyorsun ya da herneyse. | Open Subtitles | لكن من الناحية الأخرى ، أنت لا تذهب للمكاتب وتقرأ كتباً أو ما شابه |
Neden bir kereliğine de olsa bu şirketin adamı olup bir yazışmayı okumuyorsun? | Open Subtitles | لمَ لا تنضم لهذه الشركة وتقرأ مذكرة بين الفينة والأخرى؟ |
Tv seyreder misiniz Bay Saunders? Gazete okur musunuz... İnterneti kullanır mısınız? | Open Subtitles | هل تشاهد التلفزيون وتقرأ الجرائد وتستخدم الانترنت لاشياء غير مهمه ؟ |
Düşünce gücüyle yol alırsınız ve şu anda beynimi okuyorsun. | Open Subtitles | وتسافر بسرعة التفكير وتقرأ عقلى فى هذه اللحظة |
Ya da amigo kız kostümünü giyip mimarlık dergisini okuyan? | Open Subtitles | أو ترتدي زيها للتشجيع القديم وتقرأ مجلة هندسية |
Yemek yersiniz, alış-verişe gidersiniz, okursunuz, yersiniz... | Open Subtitles | أن تأكل وتتسوق وتقرأ وتأكل... |
İşi burada oturup, güldürü dergileri okumak... | Open Subtitles | عليها فقط ان تجلس هنا وتقرأ مجلات فكاهية |
Katılıyorum ama kalkıp orada bir dizi istatistik okumak ne dünyayı, ne de Cuma toplantılarını ateşe vermeyecek. | Open Subtitles | اتفق معك، ولكن أنْ تقف هناك وتقرأ قائمة من الإحصائيات، فإنّ هذا لن يُلهب الحماس المرجو في اجتماعات الجمعة |
Bir insanın, bir yerin hatta bir mesleğin sizin için uygun olmadığını hemen anlarsanız, kararınızı bir kenara atıp, satır aralarını okumak mı iyidir? | Open Subtitles | بقدر ما هو إنذار أو جهاز كشف إن صرّح بأن ذلك الشخص أو المكان أو المهنة لا تناسبك، فهل من الأفضل أن تتجاهل الحكم وتقرأ بين السطور، |
Neden odana çıkıp, çizgi romanlarını okumuyorsun? | Open Subtitles | بلى، لمَ لا تذهب إلى غرفتك وتقرأ بعض قصصك المصوّرة؟ |
Neden bir camiye gidip o küçük kitabını okumuyorsun? | Open Subtitles | لمَ لا تذهب إلى المسجد وتقرأ هذا كتابك الصغير؟ |
Stanley, dersimi bölecek kadar önemli bir şeyse neden buraya gelip Kyle'a yazdığın notu herkese okumuyorsun? | Open Subtitles | فلمَ لا تأتي للمقدمة وتقرأ الملاحظة التي كتبتها لـ(كايل) ليسمعها الجميع؟ |
Ian, rica etsem Florizel'in bölümünü onunla okur musun? | Open Subtitles | أيين.. هل تريد أن تكون محبوب وتقرأ النص معها |
Bayan Woodhouse'ın bütün bunları bileceğini biliyordum, o çok zekidir ve insanların kalplerini çok iyi okur. | Open Subtitles | كنت اعلم ان انسة وودهاوس ستعلم انها حكيمة وتقرأ ما بقلوب الناس ايضا |
Bu her zaman pencerenin önünde durur. Burada oturur ve kitabını okur. | Open Subtitles | ضع هذه أمام النافذة دائماً إنّها تجلس هنا وتقرأ |
Ateşli ve çok sıkılmış bir bayan istiyorsun ama orada kas yapıp kitap okuyorsun. | Open Subtitles | عندك سيدة متلهفة وأنت تبني عضلاتك وتقرأ كتبك |
Boş kalınca da "Harry Potter" okuyorsun. | Open Subtitles | وتقرأ سلسلة كتب " هارى بوتر " فى وقت فراغك |
Boş kalınca da "Harry Potter" okuyorsun. | Open Subtitles | وتقرأ سلسلة كتب " هارى بوتر " فى وقت فراغك |
Kitap okuyan fakir bir kız. Bundan hoşlanmadım. | Open Subtitles | لا يعجبني أن أرى فتاة فقيرة وتقرأ الكتب |
Evde oturup, kitap okuyan şişko kız oldum. | Open Subtitles | كان لديّ مرحلة "طفلة سمينة تجلس وتقرأ كتاب". |