Önce kahvaltı verdik. Sonra bir tür oyun. Ne bu böyle? | Open Subtitles | في البداية وجبة إفطار غبية والآن نوع من الأداء المسرحي، ماهذا؟ |
Peki bu, geceden sonra bana kahvaltı hazırlamayacağın anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | هل هذا يعني أنّكِ لا تعدين أيّ وجبة إفطار في الصباح؟ |
Hey restoran kızı yol için bir kahvaltı burritosu alablirmiyim ? | Open Subtitles | أنت يا فتاة المطعم هل أستطيع الحصول على وجبة إفطار. |
kahvaltı yapmayı düşünmüyorum. | Open Subtitles | لقد نفد الحليب. لن أكلّف نفسي عناء إعداد وجبة إفطار. |
Peki ya, besleyici bir kahvaltısı olmayan çocuktan ne haber? | TED | فماذا عن ذلك الطفل الذي لا تنتظره وجبة إفطار مغذية؟ |
kahvaltı niyetine dudaklarını çiğnemeye başlamadan önce yeğenimi beslemem lazım. | Open Subtitles | يجب ان أُطعِم إبن أختي قبل ان يلتهم شفتاه كـ وجبة إفطار |
- Sadece bir kahvaltı. | Open Subtitles | هذه وجبة إفطار يقصد أنّ هذا ليس إجتماع عمل |
Ben kahvaltı tabağı sipariş ettim, ve o da pastırmamın birazını aşırdı. | Open Subtitles | طلبت وجبة إفطار كبيرة و سرق بعضًا من لحمي المقدد |
Bu, sabah bana kahvaltı hazırlamayacaksın mı demek? | Open Subtitles | هل هذا يعني أنّكِ لا تعدين أيّ وجبة إفطار في الصباح؟ |
Sözde buraya özgü kahvaltı olacaktı. | Open Subtitles | من المفترض أن تكون هنا وجبة إفطار كونتيننتال |
Araştırmalar çocukların sürekli, besleyici kahvaltı yaptıklarında mezun olma şanslarının yüzde 20 arttığını gösteriyor. | TED | وتظهرُ الأبحاث أنه عندما يكون لدى الأطفال وجبة إفطار مغذية وثابتة، فإن فرصهم في التخرج تزداد بنسبة 20%. |
Birkaç yıl önce Baltimore'da ücretsiz kahvaltı ve öğle yemeği programı başlatıldı. Bu, bazı öğrenciler için yoksulluk ve açlık utancını ortadan kaldırdı ama aynı zamanda birçok başka öğrencinin okula devamlılığını da artırdı. | TED | في بالتيمور قبل عدة سنوات، أصدروا قانونًا لتقديم وجبة إفطار مجانية، وبرنامج وجبة غذاء، لإبعاد وصمة عار الفقر والجوع عن بعض الطلبة ولكن زيادة تحقيق الحضور للعديد من الطلبة الآخرين. |
Biraz kahvaltı ayırabilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك أن تدبّر وجبة إفطار ؟ |
Saat dokuzda bir kişilik kahvaltı lütfen. | Open Subtitles | وجبة إفطار لفرد واحد فى التاسعه من فضلك |
Neden gerçek kahvaltı yapmıyorsun ki? | Open Subtitles | لمَ لا تأكل وجبة إفطار حقيقيّة؟ |
Aslında ben bir yerlerde oturup doğru dürüst bir kahvaltı ederiz demiştim. | Open Subtitles | فى الواقع.. كنت أفضل أن نحصل على وجبة إفطار .... بمكان ما مناسب |
Sen bana bakma. Sağlam bir kahvaltı ettim. | Open Subtitles | أنا بخير, تناولت وجبة إفطار كبيرة |
Çünkü burada ve kocaman bir kahvaltı yapıyor. | Open Subtitles | لأنه هُنا، يلتهم وجبة إفطار كبيره. |
Al bakalım Bart. Golfçüm için oduncu kahvaltısı.. | Open Subtitles | تفضّل يا (بارت)، وجبة إفطار دسمة للاعب الغولف |
Bu da ne? Pazar kahvaltısı mı? | Open Subtitles | وجبة إفطار يوم الأحد؟ |
Gece kahvaltısı? | Open Subtitles | وجبة إفطار للعشاء؟ |