"وحزين" - Traduction Arabe en Turc

    • üzgün
        
    • üzücü
        
    • ve hüzünlü
        
    • mutsuz
        
    • ve kederli
        
    Senin baban güzel bir haftasonu için dışarı çıkıyor ama benimki işsiz ve üzgün. Open Subtitles أباك يسافر بعطلة جميلة ويحظى بالمرح وأبي عاطل وحزين
    Kızgın ve üzgün hatta sinirden çıldırmış olabilirsin, binlerce sebep olabilir seni suçlayamam. Open Subtitles يمكنك ان تكون غاضب وحزين ومحبط . ومئات الأشياء
    Yapmayacaksın, değil mi? Otoparkımızdaki trajediyle birlikte, otel sakinleri çok üzgün ve sarsılmış durumdalar. Open Subtitles سيمنعك ، صحيح ؟ آه الفندق منزعج للغاية وحزين بشدة
    Sevdiğiniz biri yanınızda olmadığında bunun ne kadar acı ve üzücü olduğunu, biliyorsunuz. Open Subtitles عندما تحب شخص ما . ليس بجانبك تعلم كم هو مؤلم . وحزين ذلك
    Bu kadar mutlu ve bu kadar üzücü iki zamanı bir arada yaşamak adil değil, değil mi? Open Subtitles هذا ليس عدلاً أن تكون سعيد جداً وحزين في الوقت نفسه، أليس كذلك؟
    Yıpratıcı ve hüzünlü bir dünyada yaşıyoruz, ama güzellikler onu anlamlı kılıyor. Open Subtitles إنه عالم خارق، وحزين جدا... بعد القليل من اللطف يمكن أن تجعل من جميلة.
    Yaşlı ve mutsuz olmakla başına bir tabanca dayamak arasında büyük fark var. Open Subtitles فرق كبير بين أن تكون عجوز وحزين وبين أن تضع مسدس على رأسك
    Çok yalnız ve kederli olmalısın. Open Subtitles يجب أن تكون وحيد وحزين للغاية.
    Ayrıldığımızdan beri, çok yalnız ve üzgün. Open Subtitles منذ ان افترقنا انا وهو وهو لا يزال وحيد وحزين
    Yaşlı, üzgün adamın biriydi, evliliğinden sıkılmış seksi, güzel bir götü sikmekten heyecanlanmıştı. Open Subtitles لقد كان رجلا كبير في السن وحزين يشعر بالملل من زواجه متحمساً للاستمتاع بفتاة مثيرة وصغيرة في السن
    Bir cümleyle bile beni, suçlu, rahatlamış ve aynı zamanda biraz da üzgün hissettirebilen bir tek sen varsın. Open Subtitles أنت الشخص الوحيد... الذي يمكنه أن يجعلني أشعر بالذنب... ، مرتاح وحزين قليلاً...
    Çok sessiz ve üzgün duruyordu. Open Subtitles لقد كان هادئاً جداً ، وحزين جداً
    Aynı zamanda hem mutlu hem de üzgün olduğumu ve nasıl böyle olduğunu çözmeye çalıştığımı biliyorum ki anlardı. Open Subtitles "وكانت ستتفهم كيف أكون سعيد وحزين وأيضاً مازلتُ أحاول معرفة كيف يحدث هذا"
    Yüzü ten renginde ve üzgün. Open Subtitles وجهه شاحب وحزين للغاية
    Ölü anneler, annesiz bebekler. Çok zor, çok üzücü ve berbat bir durum. Open Subtitles الأمهات الموتى والأطفال اليتامى الأمر فقط صعب للغاية وحزين ومربك
    Şiddet içeren üzücü bir kitap. Adını "Gece Hayvanları" koyup bana adamış. Open Subtitles وهو عنيف وحزين ووضع عنوانه الحيوانات الليلية وكرسه لي
    Ve çok üzücüydü, hem üzücü hem duygusal bir sahneydi. Open Subtitles وحزين جداً لقد فكرت بحزن وبتأثر
    Derisinin hemen altında trajik ve hüzünlü bir şeyler vardı. Open Subtitles كان هناك شئ تراجيدي وحزين داخلها
    Sen kasvetli ve hüzünlü dünyanın umut ışığısın! Open Subtitles أنت عبارة عن مشعل للأمل فيناحيةأخرىمنعالم كئيب وحزين!
    Çamaşır suyu şişelerimi hesaplarken neden mutsuz ve sinirli olduğumu mu merak ediyorsun? Open Subtitles انت تريد مني ان اخبرك لماذا انا غاضب وحزين بينما انت تمررين عبوات التنظيف ؟
    Geçen sene, Tyrone amca acılı ve kederli görünüyordu. Open Subtitles آخر مرة كان عمي مكتئب وحزين

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus