"وذلك سبب" - Traduction Arabe en Turc

    • Bu yüzden
        
    Bu yüzden onu öldürdün, haklı olduğu için, ...seni deneyinin tam ortasında yakaladı! Open Subtitles وذلك سبب قتلك له، لأنه كان محقاً ولقد وجدك.. في خضم تجرتك تماماً
    Bu yüzden bize çok iyi bir yatırım bankası uzmanı lazım. Open Subtitles وذلك سبب أنّنا نحتاج إلى مُستثمر مصرفيّ بارع إلى أبعد الحدود.
    Ayrıca muhtemelen mesajlarına bakmadığını Bu yüzden de bize geri dönmediğini. Open Subtitles ومن المحتمل أنكِ لم تراجعي رسائلكِ وذلك سبب عدم إجابتكِ لرسائلنا
    Bilgisayar oyunları daha birçok şey getirdi, işte Bu yüzden insanlar bu kadar bağımlı hale geliyor. TED الألعاب التلفزيونية توفر العديد من الأمور الأخرى وذلك سبب إدمان الناس
    ... Bu yüzden bölgeye varanlar başarısızlığa uğrar. Open Subtitles وذلك سبب فشل الجميع بمجرد وصولهم إلى منتصف المنطقة
    Yani bulutların içinde büyük ihtimalle su vardır sanırım Bu yüzden oraya ateşledin. Open Subtitles أعني... لربما احتوت السحب على مياه بداخلها وذلك سبب ظهورها في المقام الأول
    Tek bir dosya bile. Bu yüzden duvarda delikler var. Open Subtitles ولا قضية واحدة وذلك سبب الإطلاق على الحائط
    Spor çantanın içinde bir bomba var. Seni Bu yüzden çağırdım. Open Subtitles ثمّة حقيبة ديوية وبها قنبلتي، وذلك سبب مجيئك
    Bu yüzden önceki Kutsal Kâse Savaşlar'ını kaybettiler. Open Subtitles وذلك سبب خسارتهم في حروب الكأس المقدسة السابقة
    En güzel yanın şu sahnede her zaman kendin oluyorsun ve insanlar seni Bu yüzden seviyor. Open Subtitles ماهو جيد فيك هو انك تعتذري لنفسك في كل مرة على ذلك المسرح وذلك سبب حب الناس فيك
    Bu yüzden karın seni terk etti ve şimdi uydurma bir iddiayla bizim peşimizdesin. Open Subtitles وذلك سبب ترك زوجتك لك والآن أنت تلاحقنا بإدعاء باطل ومفبرك
    Televizyona çıkacak, Bu yüzden işe gelmedi. Open Subtitles إنها ستظهر بالتلفاز وذلك سبب عدم مجيئها للعمل
    Bu yüzden bütün erkeklerimiz çok mutlu, kızımız da. Open Subtitles وذلك سبب سعادة كل هؤلاء الشباب وحتى الفتاة
    Elemanla konuştuğumda da sistemin sorun çıkardığını ve Bu yüzden odada kilitli kaldığını söyledi. Open Subtitles وتحدثت مع الموظف وقال أن النظام يعطب كثيرًا وذلك سبب حبسه بالداخل
    Benim bile 5 yıldır hayatım yoktu seni Bu yüzden işe aldım o yüzden bunu asla bir daha söyleme bana. Open Subtitles ولمْ أحظى بحياة منذُ خمسِ سنوات، وذلك سبب تعيني لك، لذا لا تقول لي مثل هذا الكلام مرةً أخرى.
    Baloncuktan çıkan gaz sıvı içine dağılır ve yaklaşık 20 dk içinde yine sıvı içinde çözünür. İşte Bu yüzden çıtlattığınız bir eklemi yeniden çıtlatmak için biraz zaman geçmesi gerekir. TED تتناثر غازات الفقاعة خلال الفجوة الزليلية وتذوب ببطء في السائل خلال 20 دقيقة تقريباً وذلك سبب استغراقها وقتاً قبل أن يمكن للمفصل نفسه أن يفرقع مرة أخرى
    İşte Bu yüzden buradasın, çünkü ben işleri yoluna koyarım! Open Subtitles وذلك سبب وجودكِ هنا لاني اٌصلح الأوضـاع
    Bu yüzden kontrol etmek istiyorum. Open Subtitles وذلك سبب رغبتي للذهاب للمختبر.
    Bu yüzden az sonra olacakları önceden kestiremedim. Open Subtitles وذلك سبب عدم توقعي لمَ حدثَ بعدها
    İnzibatlar Bu yüzden peşimde. Open Subtitles وذلك سبب مطاردة الشرطة العسكرية ليّ.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus