Kendisine miras kalan malikanede takılmamıza ve "Silver Spoons"daki gibi yaşamamıza izin verdi. | Open Subtitles | لقد جعلنا نتسكع معه في البيت اللذي ورثه وعشنا مثلهم على الاواني الفضيه |
Galiba miras olarak aldıklarının bazılarını iyi şeyler üzerinde harcadı. | Open Subtitles | هو فعل وصرف بعض ما ورثه على الأشياء الجيدة, بأعتقادي. |
40 yaşında, 10 yıl önce ölen annesinden kendisine miras kalan büyüdüğü evde yaşıyor. | Open Subtitles | عمره 40 عام,انه يعيش بنفس المنزل الذي نشأ به و الذي ورثه من والدته عندما ماتت قبل 10 سنوات |
- İki çocuğunuza da aktardınız. | Open Subtitles | . و قد ورثه منك كلاهما |
- İki çocuğunuza da aktardınız. | Open Subtitles | . و قد ورثه منك كلاهما |
Lorenzo'ya miras kaldığını söyledi. | Open Subtitles | قالت أن (لورينزو) ورثه |
Ben doğruladı ben aldığım para Bu miktar tahmin miras oğlunu satabilir? | Open Subtitles | ولقد أكّدوا أن الجميع المال الذي حصلت عليه من بيعها ورثه ابنها، خمّنوا المبلغ؟ |
Harizminin miras aldığı diğer büyük matematiksel gelenek Hindistan orijinliydi. | Open Subtitles | أتى الميراث الأصلي الآخر الذي ورثه "الخوارزمي" من الهند |
Annesinden miras kalan pastaneyi işletiyormuş. | Open Subtitles | أب يملك مطعم عائلي ورثه من والدته |
Halife, babasının fetihleri sayesinde Süleyman'ın miras aldığı bir unvan. | Open Subtitles | ،الخليفة ،اللقب الذي بفضل فتوحات والده ورثه "سليمان" الآن |
İhtiyar Cosimo'nun torunlarına miras bıraktığı kılıcı. | Open Subtitles | سيف كوزيمو القديم لقد ورثه للاحفاد |
Tabii bu sana miras kalan para değil mi, Bill? | Open Subtitles | أعرف بالطبع المال الذي ورثه |
Hiçbir şey ödememişti Elmas ona miras kalmıştı. | Open Subtitles | لقد ورثه لم يكلفه شيئاً |
Bahse varım ona da miras kalmıştır. | Open Subtitles | أراهنك انه ورثه من أبوه |
- Şey, arkadaşımıza miras kaldı. | Open Subtitles | حسناً، لقد ورثه صديقنا. |
miras kalmıştı orası, şanslı ibne. | Open Subtitles | ورثه ... اللعين |
Galiba ona miras kaldı. | Open Subtitles | ربما ورثه |