"وزيت" - Traduction Arabe en Turc

    • yağı
        
    • yağ
        
    • zeytinyağıyla
        
    • kayganlaştırıcı
        
    Sabun, güneş yağı ve domates sosu kokan birkaç metrekarelik bir alan. Open Subtitles تلك الأمتار المربعة التي تفوح منها رائحة الصابون وزيت السباحة وصلصة الطماطم
    Savaş yüzünden yakıt ve lamba yağı kısıtlıydı. Savaş yüzünden yakıt ve lamba yağı kısıtlıydı. Open Subtitles فتسببت الحرب في ندرة الوقود وزيت المصابيح
    Kinin, tentürdiyot ve Hint yağı. Kinin onu çabucak iyileştirecektir. Open Subtitles الكوينين واليود وزيت الخروع والكوينين سيجعله فى أفضل حال
    Köpek kokusu çam ve tıraş losyonundan yağ kokusu alıyorum. Open Subtitles أشم رائحة كلاب وخشب صنوبر وزيت أسفل عطر الحلاقة هذا
    Parlak kürkünü muhafaza etmek için onu çokça yumurta ve zeytinyağıyla beslememizi gerektiğini yazıyor. Open Subtitles مكتوب أن علينا اطعامه الكثير من البيض وزيت الزيتون لضمان فراء لامع.
    Sabahları olan o kusmuk ve kayganlaştırıcı kokusunu özlemiyorum tabii ama onu özlüyorum işte. Open Subtitles لا أفتقدُ رائحة القيئ وزيت التّشحيم في الصّباح. لكننّي أفتقدهُ حقاً.
    Bir süreden beri ailemizi geçici bir yoksulluk sarsmıştı . Savaş yüzünden yakıt ve lamba yağı kısıtlıydı . Open Subtitles فتسببت الحرب في ندرة الوقود وزيت المصابيح
    Evet dış yüzde biraz alkol, gül yağı ve bal karışımı var. Open Subtitles أجل البقعة على الخارج مزيج من " الإيثانول " وزيت الأزهار والعسل
    Hafızasını kötü etkiler. Ekmek ve zeytin yağı yeterli olur. Bir de yumurta sarısı. Open Subtitles خبز القمح وزيت الزيتون سيكون كافي وصفاره البيض ايضاً
    Eskiden bu balık ve motor yağı gibi kokardı. Open Subtitles كانت رائحته دائما كسمك الهلبوت وزيت المحركات.
    - Kayak maskesi ve Hindistan cevizi yağı? Open Subtitles قناع تزلج وزيت جوز الهند؟ لقد كان أمر شخصي
    Multi vitamin alıyorum, keten tohumu yağı kalsiyum, demir. Open Subtitles اتناول فيتامينات متعددة وفلاكس وزيت البذور
    İltahabı önlemesi için yumurtanın sarısı gül yağı ve terebentin karışımı. Open Subtitles إنه مصنوع من مُحِ البيض وزيوت الزهور وزيت التربنتين, حتى يسمح بتجفيفه
    Ama tüm gün hayalini kurduğum bu güzelim ve rahatlatıcı küvet şu an tüy, motor yağı ve muhtemelen kuş gribiyle dolu. Open Subtitles لكن الآن الحوض اللطيف والمريح الذي كنت أحلم به طوال اليوم، أصبح ممتلئًا بالريش وزيت السيارات
    Lavantalı el kremi ve motor yağı bana duygusal ikilemini hatırlatıyor. Fırlatma için on saniye. Open Subtitles ممزوج كريم اليد الخزامية وزيت المحرك يذكرني بإنشطار مشاعرك عشرة ثواني للتطويق
    Çanta amonyum nitrat ve lamba yağı ile dolu. Open Subtitles إنها مليئة بنترات الأمونيوم وزيت المصباح
    Ekmek mayası ve nane yağı. Üç kağıtları işe yarıyor. Open Subtitles خبز الصودا وزيت النعناع يقوم بنفس العمل
    Ekmek mayası ve nane yağı. Üç kağıtları işe yarıyor. Open Subtitles خبز الصودا وزيت النعناع يقوم بنفس العمل
    Biz yeterince kimyasallar ve ticaret araçları tohum ve yemeklik yağ için. Open Subtitles كان لدينا ما يكفي المواد الكيميائية والأدوات اللازمة لتداول للبذور وزيت الطهي.
    Lut Gölü tuzu, civa, koyun kanı, kutsal yağ. Open Subtitles ملح البحر الميت، وزئبق ودم حمل وزيت مقدس.
    Özel bir kredi grubu ortaklığı yoluyla; sebze, yağ, pirinç, domates, soğan ve fasulye satan bir gıda dükkanı açabilmek için 350 dolar kredi aldı. TED من خلال مجموعة خاصة شركاء الإقراض، حصلت على 350 دولاراً لبدء محل لبيع المواد الغذائية، بيع خضراوات وزيت وأرز وطماطم وبصل وفول.
    - Makarnalık buğday mı? Tam olarak sarımsak ve zeytinyağıyla pişirilmiş makarna. Open Subtitles بالأصح سـباغيتي بالثوم وزيت الزيتون
    Diş macununu kayganlaştırıcı ile karıştırdığında amanın diye tepki verirsin. Open Subtitles "أوبس" عندما تُخطأ بين معجون الأسنان وزيت التشحيم.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus