İşe yarasa bile, bu dürüst olmaz. Onu oyuna getirmiş olurum. | Open Subtitles | حتى لو نفع هذا ، لن يكون من الامانة وسأكون خدعته |
Phoebe benimkinde olsa, Rachel Phoebe'ninkinde Ben de Rachel'ınkinde olurum. | Open Subtitles | إذا كانت فيبي منجم، راشيل سيكون في فيبي، وسأكون راحيل. |
Bunun yanında, baksana ne kadar yol katettin ve Ben de yanında olacağım. | Open Subtitles | إلى جانب ذلك .. فكري إلى أي حد قد وصلت وسأكون بجانبك هناك |
Sonsuza dek asker, zaman zaman da şairim ve kısmetse kral ben olacağım. | Open Subtitles | أنا جندى نظامى , وأحياناً شاعر وسأكون ملكاً |
Eminim mutlu olurlar efendim, ve Ben de büyük bir memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | أنا واثقة أنهم سيكونون سعيدين بالاستغناء عنيّ وسأكون في غاية السرور بحضوري |
Ben dev gibi uzun boylu olurdum Ben büyük ve kendine güvenen olurdum | Open Subtitles | ♪ سأكون طويلاً مثل العمالقة ♪ ♪ وسأكون ضخماً, ومعتمداً على نفسي ♪ |
Evet, servis başlamadan 30 dakika önce ara, hemen gelirim. | Open Subtitles | أجل، فقط إتصل بي بـ30 دقيقة قبل الخدمة، وسأكون هناك، |
Tüm arkadaşlarının hayatları benim olacak, ve sonsuza dek genç ve güzel olacağım. | Open Subtitles | قريبا حياة كل الأطفال ستكون ملكى وسأكون جميلة وشابة مرى أخرى وإلى الأبد |
Al gelene kadar kapıyı kilitle. Bir saatte orada olurum. | Open Subtitles | اجعلى الباب موصدا حتى يأتيك آل وسأكون عندك فى خلال ساعة |
Ve karımı bu olaya karıştırmazsan memnun olurum. | Open Subtitles | وسأكون شاكراً لك لعدم ذكر إسم زوجتي مرة أخرى |
İstersen yediyi çeyrek geçe gel. Yalnız olurum. | Open Subtitles | أو تعال في السابعة والربع وسأكون بمفردي حينها |
Tek yapmam gereken havaalanına gidip, yerine geçmek... ve 4 saat sonra Fhloston'da olurum. | Open Subtitles | كل ما علي فعله الآن هو الذهاب للمطار وأخذ مكانه وسأكون في فهلوستون خلال أربع ساعات |
Tek yapmam gereken havaalanına gidip, yerine geçmek... ve 4 saat sonra Fhloston'da olurum. | Open Subtitles | كل ما علي فعله الآن هو الذهاب للمطار وأخذ مكانه وسأكون في فهلوستون خلال أربع ساعات |
Bunun yanında, baksana ne kadar yol katettin ve Ben de yanında olacağım. | Open Subtitles | إلى جانب ذلك .. فكري إلى أي حد قد وصلت وسأكون بجانبك هناك |
Hükümette iyi bir iş bulduğu veya iyi bir adamla evlendiğinde, insanlar bunu konuşacak, Ben de bundan gurur duyacağım. | Open Subtitles | إذا كنت تحصل على وظيفة جيدة في الحكومة، أو تتزوج من رجل طيب، ثم سيقول الناس وسأكون فخورة جدا بذلك. |
Ve sonunda Jackie'e sahip olan tarafsız yargı ben olacağım. | Open Subtitles | وسأكون الحَكم المحايد الذي يحصل على "جاكي" في نهاية المطاف |
Ben bu işe uzun vadeli girdim ve eğer siz de benimle bu yolculuğa çıkarsanız büyük onur ve gurur duyarım. | TED | سأكون في هذا العمل على المدى الطويل وسأكون مُكرماً بشدة ومتشوق اذا جئتم الى هذه الرحلة معي. |
Çalıştırabilseydim şanslı olurdum. Bu kurulun dışında. | Open Subtitles | نعم, وسأكون أكثر حظاً لو جعلتها تشتغل إننا خارج اللجنة |
Şuradan getir. Bir dakika, hemen döneceğim. | Open Subtitles | أحضريها، إنها هناك دقيقة واحدة وسأكون معك |
Ve her zaman kafanın içinde olacak kadar yakınında olacağım. | Open Subtitles | وسأكون قريبة بما يكفي كي أكون بداخل رأسك طوال الوقت |
Katili ile seve seve 50,000 dolarlık hayat sigortasını paylaşırım. | Open Subtitles | أسمع يأرجل أنا لدى 50 ألف دولار كبوليصة تأمين وسأكون سعيدا بإعطائها للشخص الذى سيقوم بقتلها |