Bu girişim görüntüntünün ortasında bir karanlık nokta olacağı anlamına gelir. | Open Subtitles | هذا التداخل يعني أن الصورة ستكون لها بقعة مظلمة في وسطها. |
Ve üçüncüsü, bütün çevrenizi hissedebilecek, ve biz de bunun ortasında olacağız. | TED | وثالثاً، ستصبح أكثر وجوداً كل مكان وزمان بحيث تملأ بيئتك المحيطة، وسنكون في وسطها. |
Ama ortasında, bir sürü küçük dinozor kayası içeren kocaman bir karatahta var. Ama buraya ulaşmak çok güç. | TED | باستثناء منطقة معينة في وسطها بها الكثير من الأحافير الديناصورية باعتبار أنه يمكنك الذهاب إلى الصحراء الكبرى |
Ancak samanyolu, evrende, ortasında bir karadeliğin bulunduğu tek galaksi değil. | Open Subtitles | لكنّ درب التبانة ليست المجرّة الوحيدة التي تحوي ثقباً أسود في وسطها |
Taban o kadar paslanmıştı ki aşağı doğru çökmüştü. | Open Subtitles | كلمة صدئة متدلي حرفيا في وسطها |
Her biri de ortasında bir karadelikle genç bir galaksinin doğumunu simgeliyor. | Open Subtitles | يُشير كلّ كوازر إلى مجرّة فتيّة يوجد ثقب أسود في وسطها |
Seni tüm bunların ortasında bıraktığım için de özür dilerim ama belki de asıl hatam, yanlış kardeşe aşık olmamdı. | Open Subtitles | وأنا آسف على إقحامك في وسطها ولكن ربما كانت غلطتي الحقيقية محبة الأخت الغير مناسبة |
Kadın savaş başlatmak istiyor kızın da her şeyin ortasında kalacak. | Open Subtitles | هي تحاول بدأ حرب، وابنتك ستكون في وسطها. |
ortasında kurabiyemsi bir şey olan o çikolata böldüğün zaman çıt diye kırılırdı. | Open Subtitles | تلك حلوى الشوكولاته مع القليل في وسطها الكراميل تتفرقع عندما تكسرها |
Hayır, bir iş savaşının ortasında kaldım. | Open Subtitles | لقد أمسكوا به في وسطها مفاوضات عمل |
Oldukça çok-- ...farklı düşerdik, düşüncesel ama olayın ortasında bile, aramızda... | Open Subtitles | كنا نصل لأفكار مختلفة كثيرة لكن حتى في وسطها كانت هناك ... |
Eğer o şebekedeki elektiği kesersek, ...onlar bu kesintinin tam ortasında kalacaklar. | Open Subtitles | إذا قطعنا تلك الشبكة سيعلقون في وسطها |
Kartal gözünün içerisindeyiz, tam ortasında. | Open Subtitles | نحن في عين النّسر، في وسطها |
ortasında küçük bir göl var. | Open Subtitles | هناك بحيرة الحق في وسطها. |
Bolin de tam ortasında kalacak. | Open Subtitles | و (بولن) على وشك أن يحاصر وسطها |
Abartısız aşağı doğru çökmüştü. | Open Subtitles | متدلى حرفياً في وسطها |