Rapora geçecek olan, tutuklama esnasında Gus düştü ve yüzüstü düştü. | Open Subtitles | رؤية المسؤول , ان جيس تعرقل وسقط على وجهه اثناء الاعتقال |
Rapora geçecek olan, tutuklama esnasında Gus düştü ve yüzüstü düştü. | Open Subtitles | رؤية المسؤول , ان جيس تعرقل وسقط على وجهه اثناء الاعتقال |
Adamın pamuk helva yapmasını izliyordu, sonra başı döndü ve içine düştü. | Open Subtitles | كان يشاهد الرجل وهو يعدّ غزل البنات وأصيب بدوار وسقط في الآلة |
Hava boşluğuna girmiş, kızağından kaymış... ve bu korkunç kaderine düşmüş. | Open Subtitles | لقد أصابته بعض الإضطرابات الجويّة، وانزلق من مركبته الجليديّة، وسقط لهلاكه. |
Diyabetli bir adam zamanında yemeğini alamamış, kan şekeri çok fazla düşmüş ve komaya girmiş. | TED | وهذا الرجل المصاب بالسكري لم يحصل على طعامه في الوقت المحدد، فانخفض معدل السكر في دمه بشدة، وسقط بعدها في غيبوبة. |
Lanet şey 50, 60, 70 km uçuyor, bir araziye düşüyor. | Open Subtitles | طار هذا الشيء إلى مسافة 50 و65 و80 كلم وسقط في حقل |
Sundurmanın karşısında sendeledi, parmaklıkları yakaladı ama ellerinin arasından kaydı ve düştü. | Open Subtitles | وترنح خلال السقيفة, وامسك بالسور ولكنه انفلت من بين يديه وسقط على الأرض |
Kiliseden dönüşte öyle acele etti ki, merdivenlere takılıp düştü. | Open Subtitles | كان على عجلة من أمره لمغادرة الكنيسة وسقط من على الدرج. |
Sanırım fotoğraf çekerken geri geri çok gitti ve düştü. | Open Subtitles | أعتقد انه أراد التقاط بعض الصور وعلى الأرجح أنه تراجع أكثر من اللازم وسقط |
Oraya düşmedi. Şu çıkıntıya çarptı ve şuraya düştü. | Open Subtitles | هو لم يسقط هناك ولكنه وثب على تلك الحافة وسقط هناك |
Vücudu aşağı sallandı ve o birinci katın zeminine doğru düştü. | Open Subtitles | ظل جسده يهبط عموديا لأسفل، وسقط... بفتحة رقبته أولا إلى الأرض |
Benden kaçmaya çalışırken uçurumdan düştü. | Open Subtitles | إنه، لقد حاول الفرار منى وسقط على صخور مائية حادة |
Daha sonra çocuğu kafasından vurdular ve çocuk yere düştü. | Open Subtitles | واطلقوا عليه النار في رأسه وسقط على الارض |
Telefon elinden yere düştü. | Open Subtitles | كان راج يتصل برقم السيد راكيش وسقط الهاتف من يده |
Bir yeğenim var iskeleden düştü ve eşyaların adını hatırlayamıyordu. | Open Subtitles | لقد حصلت على ابن أخيه ، وسقط من على الرصيف ، وقال انه لا يستطيع تذكر اسم الأشياء. |
Katilin boğduğu Garza o halının üstüne düşmüş. | Open Subtitles | القاتل خنقه وسقط عليها قبل أن يقوم برميها |
Bundan şüpheliyim. Çok içip suya düşmüş olmalı. | Open Subtitles | أشك فى ذلك ,أعتقد أنه كان ثمل وسقط فى البحر |
Çocuğun babası balık avından dönerken bir çeşit epilepsi nöbeti geçirmiş ve suya düşmüş. | Open Subtitles | ،تبين أن والد الطفل اصطحبه لصيد السمك وتعرض لنوع من النوبة الصرعية وسقط |
Dövüşüyorlar, babamı itiyor, sırt üstü düşüyor, başını mutfak tezgahına çarpıyor, yer kan revan içinde kalıyor. | Open Subtitles | دخلا في عراك ودفع ابي وسقط أرضاً و صدم راسه بمنضدة المطبخ و نزف على الأرض |
Sonra Morrison çıktı ve yere yığıldı. | Open Subtitles | ثم خرج موريسون, وسقط على الأرض |
Ama kırılıp boynumdan düşene kadar onu taktım. | Open Subtitles | ولم ترده ، ولكني لبسته حتى إنكسر وسقط من رقبتي |
Yana eğilirken düşmüştür, eminim. | Open Subtitles | أنا متأكد بأنه مال وسقط من على جانب القارب |
Babam neye uğradığını şaşırdı ve geriye doğru adım attı. Merdivenlerden aşağı yuvarlandı. | Open Subtitles | الذي تعرض إلى صدمة كبيرة وتراجع إلى الوراء وسقط 3 درجات للأسفل. |
Ancak ayağı taşa takıldı ve tökezledi. | Open Subtitles | ولكن تعثرت قدمه في احدى الصخور وسقط |