Ben takdir her şey benim için yaptı ve zor insanlar dışında büyümek's. | Open Subtitles | اقدر كل شئ فعلتيه من اجلي وصعب عندما يفترق شخصان . هذا ماحدث ؟ |
Biliyorum önümüzde uzun ve zor bir yolculuk var ama buna başlamadan önce, | Open Subtitles | أعلم أن الطريق أمامنا طويل وصعب لكن قبل أن نبدأ |
Birçok belaya neden oldular. Kontrol etmesi zordur, birden alevlenirler ve çok enerji tüketirler. | Open Subtitles | فهي تسبب الكثير من المشكلات وصعب التحكم بها، وهي تتوهج |
bu bileşikler şaşırtıcı derecede etkilidir, fakat aynı zamanda dengesiz, öldürücü derecede zehirli, ve sıradan bir markette bulması da zordur. | Open Subtitles | إنها فعّالة جدا لكنّها غير مستقرة أيضا، سامّة إلى حد قاتل وصعب إيجادها في مخزن البقالة |
Nefesli çalgılar kısmı biraz sert ama Gershwin de epey zordur. | Open Subtitles | حسنا، قسم الطبل على النحاس شديد عادةً ولكن بعد ذلك لحن قوشمين يكون خادع وصعب |
Bu çok zor ve de imkânsız. Bunu asla başaramayız. | Open Subtitles | هذا مستحيل وصعب جداّ، لن نكون قادرين على فعل هذا |
"Cehennemden aydınlığa giden yol uzun ve zorludur." | Open Subtitles | الطريق الذى يخرج من الجحيم ويقود الى الضوء طويل وصعب |
AcıIı ve zor olacak. Değişeceğim. | Open Subtitles | سوف يكون مؤلم وصعب انا سوف اتغير |
Bu benim için çok kırıcı ve zor, yani üçkağıtçı olduğumu düşünmen. | Open Subtitles | وهو كريه وصعب بالنسبة لي انك تعتقد انني رخيصة . |
Uzun ve zor bir yoldu. | Open Subtitles | لقد كان طريق طويل وصعب |
Önemli ve zor bir iş. | Open Subtitles | عمل مهم وصعب |
Bulması bir hayli zordur. | Open Subtitles | جنوني للغاية، وصعب جداً، جداً العثور عليه. |
O pisliklerden kurtulmak da zordur. Bütün evi kokuturlar. | Open Subtitles | وصعب التخلص منهم تجعل البيت رائحته كريهة |
Yediğin birşey. Yapması zordur. | Open Subtitles | إنه شئ للأكل وصعب جداً فى صنعه |
Adam, dışa dönük sert biri, bir profesyonel arka planda kalan bir politikacı veya avukat, iş bitirici... | Open Subtitles | لقد كان هذا الرجل شخصاً منفتحاً وصعب المراس وذو مهنة تتطلب مهارة |
Bu sensin. Tamam sorun değil. Benim sert ve güçIü olmama gerek yok. | Open Subtitles | ها أنت لا داعي لأكون قاسي وصعب |
Bak hasta olduğunu biliyorum, ve bu gerçekten zor ve korkutucu, ama hayattan saklanmak için neden yok. | Open Subtitles | اسمعي, أعلم أنك تعانين من هذا المرض وأعلم حقا أنه مخيف وصعب جدا ولكن سبب أنه ليس لديك حياة هو أنك تختبئين |
Bay. S baba adamdı. Çok uzun ve çok çalıştık. | Open Subtitles | السّيد إس كان عظيماً لقد تدربنا بشكل طويل وصعب جدا أن لا نلعب في المعرض |
"Cehennemden aydınlığa giden yol uzun ve zorludur." | Open Subtitles | الطريق الذى يخرج من الجحيم ويقود الى الضوء طويل وصعب |
Bunları çabasız yaparsınız, bu yüzden pek bir şey görmeyiz, fakat dünyayı böyle anlamlandırırız, bu dikkate değerdir ve anlaması çok zor bir başarımdır. | TED | ولأنك تقوم بذلك بدون عناء، فإننا لا نلاحظ ذلك، لكن هكذا نفهم العالم بشكل صحيح، وهذا مدهش وصعب جدًا لفهمه. |