Yağmur ve kardan önce bir hayatı ve ailesi vardı. Buna odaklanalım. | Open Subtitles | قبل المطر والثلج، كانت لديها حياة وعائلة لذا دعينا نركز على ذلك |
Her Amerikalının bir işi, ailesi ve kendine ait bir evi olmalı. | Open Subtitles | وأن يكون لكل مواطن مهنة شريفة وعائلة ومنزل يجمع فيما بينهم |
Bizim önümüzdeki otoyolda bir kaza oldu, meğerse iki beyaz kamyon şoförü, göçmen ve siyahi bir aile arasında olmuştu. | TED | وحادث أمام الطريق السريع، تبين أنه لسائقَي شاحنة من ذوي البشرة البيضاء وعائلة مهاجرة تصادف أنهم من ذوي البشرة السوداء. |
Bana düzenli bir ev sağladılar düzeli bir aile. | TED | وفرّا لي منزلاً مستقرًا، وعائلة مستقرة. |
Swaffer'lar altı mil ötede! Smith'ler, daha da uzakta. | Open Subtitles | سوافر على بعد ستة أميال وعائلة سميث أبعد من ذلك |
Rüya gibi bir işin, güzel bir evin, muazzam bir ailen var. | Open Subtitles | لديك وظيفة أحلامك ومنزل جميل وعائلة رائعة |
Beni olduğum gibi kabul eden bir annem, babam ve ailem var. | TED | لدي أم وأب وعائلة الذين تقبلوا حقيقتي كما أود أن أكون. |
allaha şükür bu çocuğun ailesi var... Ve siz saygıdeğer, çalışkan birisisiniz. | Open Subtitles | الحمدلله أن لهذا الولد أهل وعائلة أنت والحمدلله رجل محترم وإنسان مكافح تكد على عائلتك |
Şimdi ikile. Eminim ki Johnny Bakteri ve Çıban ailesi senin işlerin hakkında bilgi almak isterler. | Open Subtitles | أراهن أن جونى وعائلة مرض ميلونوما سيكونون على اهتمام |
Yedi gündür polisten bir haber alamıyorum, karımın ailesi benimle konuşmuyor. | Open Subtitles | والشرطة لم تتصل منذ 7 أيام وعائلة زوجتي لن يكلموني |
Dışarıdaki her çingeneyi, her dilenciyi içeri tıkmalıyız! Hepimizin bir eşi ve ailesi var! | Open Subtitles | اعتقلوا كُلّ غجرىّ وشحاذ ٍ وكُلّ رجل أعزب بدون زوجة وعائلة |
Komik değil ahbap. O adamın bir annesi bir ailesi hatta bir ismi bile var. | Open Subtitles | ليس هذا لائقاً يا صاح، كان لهذا الرجل أمّ وعائلة |
Örneğin burada Zimbabwe'den bir aile, Hindistan'dan, Rusya'dan ve Meksika'dan da. | TED | هنا، على سبيل المثال، لدينا عائلة في زمبابوي، وعائلة من كل من الهند وروسيا والمكسيك، مثلاً. |
Ramgarh'taki tüm aile ve ocakların da sonu onlarla beraber gelecek. | Open Subtitles | كل بيت وعائلة في هذه القرية سوف تنتهي أيضا |
Wolhynia'lı Almanlar, Reich'li iki aile, ...Bauer'ler ve biz. | Open Subtitles | عوائل من فولهينيا وعائلتين من الرايخ نحن وعائلة باورز |
- Düşün. Sonuçta sen de bir aile adamısın ve mutlu aileler korunmaya değer. | Open Subtitles | أفعل ذلك، أنت صاحب عائلة وعائلة تستحق أن تحميها |
Ve Bancroft'lar mülklerindeki bir ölümden hiç bahsetmemişler. | Open Subtitles | وعائلة بانكروفت لم تعلن أبداً حالة وفاة على ملكيتهم |
Senin için epeyi garip olmalı, bir zamanlar arkadaşların ve ailen olan kişiler tarafından kuşatılmış olmak. | Open Subtitles | لابد وأن الأمر غريب عليك عندما كنتَ رهينة، مُحاطًا بجميع أصدقائك وعائلة عرفتها طوال تلك الأعوام، |
Bir karım ve ailem var. Bana onların da ihtiyacı var. Boynumu kırıyorsun. | Open Subtitles | لدى زوجة وعائلة وانا رجلهم ايضاً انت تؤذى رقبتى |
- Onu seven karısını ve ailesini terk edip barlarda kadın peşine düştü. | Open Subtitles | ورغم ذلك تَركَ زوجتَه المحبّةَ وعائلة في البيت |
Raul'un güzel bir kadınla evlendiğini ona çocuklar doğuracağını ve Alvarez ailesinin tüm Meksika'da onurlu bir aile olarak tanındığını söyle. | Open Subtitles | قل لها أن راؤول تزوج أمراة جميلة ويحبان بعضهما كثيراً وسوف ينجبان الكثير من الأطفال وعائلة ألفاريز سوف تنتشر بكامل المكسيك |
Durup da ev taksidimiz var mıdır, ailemiz var mıdır diye düşünmezler. | Open Subtitles | لم يتوقفوا أبداً للتفكير بأنّ لدينا قروض رهن عقاري، وعائلة... بالضبط. |
Ve söylemeye çalıştığımız, hey, burada çalışan insanlardan bazıları aslında İYİ; bazılarının hatta arkadaşları ve aileleri bile var, ve hepsi korkunç insanlar da değil. | TED | وكنا نحاول أن نقول التالي, انتبهوا, بعض الأشخاص الذين يعملون هناك هم فعلا أناس رائعون, والكثير منهم لديه أصدقاء وعائلة, وليس كلهم أناسا مروعين. |