| Hayatımda hiçbir sözümü tutmadım, ama ona küllerini bu dağa dağıtacağıma söz vermiştim. | Open Subtitles | لم أحفظ وعداً طوال حياتي لكنني وعدت أن أنثر رماده في هذا الجبل |
| Ve söz veriyorum, ajanların ailelerine söz veriyorum failleri adalete teslim etmeden dinlenmeyeceğiz. | Open Subtitles | أقطع وعداً لعائلات العملاء بأنه لن يهدأ لنا بال حتى نقدّم المجرم للعدالة |
| Karısıyla birleştireceğime dair söz verdim. Onurlu bir adam olarak, sözümü tutacağım. | Open Subtitles | لقد قطعت وعداً أن أجمعه بزوجته، وبحق شرف الرجل، سوف أفي به |
| Çok üzgünüm. Bir arkadaşıma söz verdim. Hayır demek zorundayım. | Open Subtitles | آسف ، لقد قطعت وعداً لصديق يجب أن أقول لا |
| sözü demiryoluna verdi. | Open Subtitles | قطع وعداً على نفسه من أجل السكة الحديدية |
| Keşke sana nerede olduğumu söyleyebilsem, ama bir söz verdim. | Open Subtitles | لست كذلك أتمنى لو استطعت إخبارك بمكاني ولكني قطعت وعداً |
| 25 yıl önce gömdüğümüz şeyin öyle kalacağına dair söz vermiştin. | Open Subtitles | لقد قطعت وعداً قبل 25 عاماً بأن ما أخفيناهُ سيبقى سراً |
| Hatırlarsan, herkes burayı olduğu gibi.. ...bırakmamız için bir söz vermişti. | Open Subtitles | تذكّر، الجميع قطع وعداً بأننا سنترك كل شيء تماماً كما وجدناه. |
| O gece kendime söz verdim: her hafta geri gelecektim ta ki gerginliği geride bırakana kadar. | TED | في تلك الليلة قطعت على نفسي وعداً: سوف أعود كل أسبوع إلى أن أتخلص من التوتر. |
| Size anlatmadan önce bayım, sırrımın korunacağına dair söz alabilir miyim? | Open Subtitles | قبلأنأخبركياسيدي , أريد وعداً منك إنك ستبقى على سري بدقه. |
| Kişisel olarak onu öldürme zevkini kendime söz verdiğim için, onun yasanın kollarına... düşmesine izin vermem mümkün değil .... | Open Subtitles | من الصعب أن أسمح له أن يقع فى أيدى القانون قطعت على نفسى وعداً بأن أقتله بكل سرور |
| Bu bir gerçektir, efendim, söz değil. Şüpheniz varsa, kanıtlamamıza izin verin. | Open Subtitles | وهذه حقيقة يا سيدي وليست وعداً مني واذا كنت تشك بذلك, دعنا نثبتها لك |
| Daha önce kimseye söz vermemiştim. | Open Subtitles | و لم يسبق لي كذلك أن قطعت وعداً لأحد و لم ألتزم به |
| Hatta bana söz vermeni istiyorum. Bir şey yapmayacağına söz ver. | Open Subtitles | في الواقع أريد وعداً منك بأن لا تفعل أي شيء |
| Evet. Söylememem için söz verdirdi. Şaka yaptığını söyledi. | Open Subtitles | جعلتني أقطع وعداً ألا أبوح بذلك، كان مفترضاً أن تكون مزحة |
| Elbette. Ama o zaman benim için bir şey yapacağına söz vereceksin. | Open Subtitles | بالتأكيد يا فتى, لكن حينها عليك أن تقطع وعداً بأنك ستفعل شيء من أجلي |
| Hastanede yatan bir çocuğa iki home-run yapacağıma dair söz mü verdiniz? | Open Subtitles | قطعتَ وعداً لطفل في المستشفى بأنني سأحرز دورتين كاملتين؟ |
| Saygısızlık etmek istemem, efendim, ama bilmek hakkım. Adama ben söz verdim. | Open Subtitles | بكل إحترام سيدي، أريد توضيحاً قطعت وعداً على ذاك الرجل |
| Ona yalancı demiyorum, ama iki home-run sözü vermeyecek kadar akıllıydı. | Open Subtitles | أنا لا أدعوه بالكذاب, لكنّه لم يكن غبياً بما فيه الكفاية لكي يقطع وعداً بدورتين كاملتين |
| Kutsal bir yeminle ölene kadar itaat edeceğine dair yemin ettin. | Open Subtitles | لقد قطعتِ وعداً رسميّاً بالطاعة حتّى الموت. |
| Ona hastalıkta ve sağlıkta bakacağınız sözünü verdiniz. | Open Subtitles | قطعت وعداً بالاعتناء بها في عافيتها وفي مرضها |
| Embriyonik kök hücre araştırması diyabetikler ve diğer metabolik hastalıklara tedavi bulmak için en ümit vaat eden yöntemdir. | Open Subtitles | أبحث خلايا قنوات الأكياس هل المسار الأكثر وعداً بأن يجد علاجاً للسكري وأمراض الإحتراق الأخرى |
| Emily Thorne kokuşmuş vaadi önce de kullanmıştı. | Open Subtitles | بأن إيميلي ثورن بالفعل قد قطعت وعداً بدون تنفيذ؟ |