"وفازت" - Traduction Arabe en Turc

    • kazandı
        
    • kazanmış
        
    Hadi yüzleşelim, Yeşil Ranger Rita'nın kozuydu. Onu oynadı ve kazandı. Open Subtitles لنواجه الأمر, المغامر الأخضر هو ورقة ريتا الرابحة وقد لعبتها وفازت
    Gördüğünüz gibi 26 yaşında genç bir kadın. 2015'de Aşağı Dir meclis seçimlerini kazandı. TED كما ترون، هذه المرأة الشابة، بعمر 26، ترشحت لمنصب حكومي عام 2015 في دير، وفازت.
    Geçen hafta bizimki sandaletini uzağa atma konusunda bahse girdi ve elli dolar kazandı. Open Subtitles الأسبوع الفائت ، هذه الفتاة راهنت بأنها ستطلق النار على ملابسها الداخلية الرفيعة من أبعد مسافة ، وفازت بخمسين دولاراً
    Bakın burada, bu yarışmaya geçmişte katılmış ve yarışmayı kazanmış tek kişi benim. Open Subtitles اسمع ، أنا الوحيدة هنا التي دخلت وفازت بهذه المسابقة في الماضي
    Aynı anda 3 farklı bilgisayar sistemine karşı oynamış ve kazanmış. Open Subtitles لاعبت ثلاثة محركات ذكاء اصطناعي مختلفة في الشطرنج في نفس الوقت وفازت
    Bu nedenle çocuğun gelecekteki kazancının yarısını almak için dava etti ve kazandı. Open Subtitles قاضته من اجل نصف ارباحة المستقبلية وفازت بها
    Bir örnek, ABD'deki son seçim döngüsünde, kadınlar, aday ve kampanyalara iki yıl öncesine kıyasla 100 milyon dolar daha fazla bağışladı. Sonuç olarak rekor sayıda kadın kazandı. TED ومثالًا لذلك، في دورة الانتخابات الماضية في الولايات المتحدة الأمريكية، تبرعت النساء 100مليون دولار للمرشحين والحملات أكثر مما تبرعنّ به قبل عامين. وفازت أرقام قياسية من النساء.
    Oyun yazarıydı ve 9. sınıftayken 50 bin dolarlık bir ödül kazandı. Open Subtitles "كانت كاتبة مسرحية وفازت بمنحة قدرها 50000 دولار"
    Gloria ortaokulda, Koç Robert ve ailesi ile birlikte yaşıyor. 2014 Rwabushenyi şampiyonasını kazandı. Open Subtitles غلوريا طالبة في المدرسة الثانوية وتعيش مع المدرب روبرت وعائلته وفازت ببطولة "الروبوشيني" لعام 2014
    İlk seçimde altı erkek rakibi vardı, hepsini yendi, genel seçimi kazandı ve ocak ayında kongreye gidiyor. Washington D.C.'de ilçesine hizmet eden ilk Afroamerikan kadın olacak. TED نافست ستة رجال في الانتخابات الأولية، فهزمتهم جميعًا، وفازت بالانتخابات العامة، وعندما تذهب إلى الكونغرس في كانون الثاني/يناير، ستكون أول امرأة أمريكية من أصل أفريقي على الاطلاق تخدم مقاطعتها في واشنطن العاصمة.
    Geçtiğimiz on yıl boyunca sınırları bulanıklaştırdı, türleri karıştırdı, ödüller kazandı, Philip Glass'dan Billy Joel'a kadar, herkesin müziğiyle dans etti. TED ‫على مدى العقود القليلة الماضية،‬ ‫لم تضع لنفسها حدودًا،‬ ‫ومزجت بين أنواع مختلفة، وفازت بجوائز،‬ ‫ورقصت على موسيقى الجميع‬ ‫من (فيليب جلاس) إلى (بيلي جويل).‬
    Mahkeme sonuçlandı. Global kazandı. Open Subtitles أقصد، انتهت المحاكمة، وفازت (غلوبال).
    Ölen annesi Carson'ın velayeti için dava açmış ve kazanmış. Open Subtitles والدة الزوجة المتوفية قاضته على الحضانة الكاملة لـ(كارسون) وفازت.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus