Klasik vaka : teknolog, işle ve son kullanıcıyla iletişim kurmak için çabalarken iş , ihtiyaçlarını ifade etmekte başarısız oluyor. | TED | هذه هي الحالة الكلاسيكية: حيث يصارع التكنولوجي للتواصل مع العميل. وفشل العملاء بتوضيح احتياجاتهم. |
Bu, diğer her tür şeyin denendiği ve başarısız olduğu zor coğrafyalarda demokrasiyi teşvik etme yoludur. | TED | هذا هو، ترويج الديموقراطية في أماكن صعبة حيث أي شئ آخر تم تجريبه وفشل. |
Değeri düşük tutup, dönüştüğüm zaman başarısız olursak, bu sizin için çok tehlikeli olur. | Open Subtitles | لو ارتكبنا خطأ بسيطاً لو أثرتني وفشل العلاج فسيكون هذا خطراً كبيراً عليك |
Denedik, avukatım denedi ve başaramadı. | Open Subtitles | حاولنا. المحامي الخاص بي حاول وفشل |
72,5 kiloluk orta sıklet sınırını tutturmayı başaramadı. | Open Subtitles | rlm; وفشل في بلوغ الحد الأقصى rlm; للوزن المتوسط الذي يبلغ 72.5 كيلوغراماً. |
Ve burada karşı karşıya olduğumuz durum, 'feromonlarım çılgına döndü' fiyaskosu. | Open Subtitles | وما نتعامل معه هنا هو "فرمون" فقد السيطرة وفشل. |
Arayıcı'nın teslimiyeti devam etti ve bu yüzden mi görevinde başarısız oldu? | Open Subtitles | والباحث ظل تحت سحر الاعتراف وفشل في مهمته بسبب ذلك. |
Hırsız her kimse, denedi ve başarısız oldu. | Open Subtitles | مهما كان السارق ، لقد حاول بالفعل وفشل لا ، لا ، لا. |
En güçlü silahını kullandı ve onu ilk kez vurmada başarısız oldu. | Open Subtitles | إستخدم سلاحهُ القوي وفشل في إصابته في المرّة الأولى. |
Eğer burayı terk edersek ve aşı testi başarısız olursa Ruskov ikimizi de öldürür. | Open Subtitles | ولكن أذا غادرنا الغرفة وفشل إختبار اللقاح روسكوف سوف يقتل كل من أنا وأنت |
Evlat, sana buraya gelip de başarısız olan birinin hikayesini anlatacağım. | Open Subtitles | بني ، سأحكي لك قصة عن شاب أتى هنا وفشل |
İki senotaya girme çabasında da başarısız oldu ve başkan yardımcılığını kaybetti. | Open Subtitles | وفشل بالإنضمام إلى أيّ من حزبي البرلمان، وأخفق في الحصول على منصب نائب الرئيس، قبل أن يصبح أخيراً أحد أعظم الرؤساء الذين شهدتهم بلادنا. |
İki senotaya girme çabasında da başarısız oldu ve başkan yardımcılığını kaybetti. | Open Subtitles | وفشل بالإنضمام إلى أيّ من حزبي البرلمان، وأخفق في الحصول على منصب نائب الرئيس، قبل أن يصبح أخيراً أحد أعظم الرؤساء الذين شهدتهم بلادنا. |
Uluslararası Barış Operasyonunun başarısız olması gibi sebeplere rağmen Harold Wilson, barış görüşmelerine hazır olduğunu belirtti. | Open Subtitles | على الرغم من هذا التصعيد، وفشل من بعثة السلام الكومنولث، وقف (هارولد ويلسون) على أهبة الاستعداد للمشاركة في المفاوضات |
Bilim çaba gösterir ama genellikle açıklamakta başarısız olur. | Open Subtitles | وفشل عموماً في تفسيره |
Tamamen, sapına kadar başarısız. | Open Subtitles | بالكامل وفشل ذريع |
Kullandık ve başaramadı. | Open Subtitles | لقد تعاملنا معه وفشل |
Hayır, kardeşim onu denedi ve başaramadı. | Open Subtitles | كلا, اخي حاول ذلك وفشل |
Vanessa'nın ruhunu ele geçirmeye çalıştı ama başaramadı. | Open Subtitles | حاول أن يتملك من روحها وفشل |
# Kısacası başaramadı | Open Subtitles | # وفشل في النهاية |
Cinayet bu. -Hem de bir ulusal güvenlik fiyaskosu. | Open Subtitles | إنه جريمة قتل وفشل كارثي للأمن القومي |