Dosyaladığım tüm evraklar kanıtlıyor ki, devlet telefonlarımı dinledi, evimi gözetledi ve yasal olsun olmasın beni hapse koymak için ellerinden geleni yaptılar, ve geçici olarak başardılar da. | Open Subtitles | جميع الألتماسات التي قدمتها ذكرت أن الحكومة كانت تتصنت وتضع كاميرات المراقبة، وفعلوا كل شيء غير دستوريًا |
Geldiler, beni aldılar ve kafama bir şeyler yaptılar. | Open Subtitles | ،أتوا وأخذوني بعيداً .وفعلوا أشياء برأسي |
Çok para ödediğim avukatlarımdan bunu araştırmalırını istedim, yaptılar ve gerçekten iyiydiler. | Open Subtitles | سألت المحامين الذين أدفع لهم أموالا طائلة لكي يتحرّوا الأمر ، وفعلوا وهم ممتازون |
ve onlar da verdiler. Okulu yapacağımız toprağı hediye ettiler. | TED | وفعلوا. تبرعوا بثمن الأرض حيث قمنا ببناء مدرسة البنات. |
ve ardından olağanüstü, törensel bir dövüş dansına giriştiler. | TED | وفعلوا هذا الفعل غير القابل للتصديق من طقوس الرقص. |
Bunu birlikte çalışarak başardılar, toplumun sahip olduğu değerleri borçlanarak yatırım yaptılar birbirlerine güvenerek dayanışmayı ilk plana koyarak geniş anlamıyla, sadece kârı değil | TED | وفعلوا ذلك بالعمل سويًا وتعزيز أصولهم المجتمعية والوثوق ببعضهم البعض وجعْل الأولوية للتضامن، لا لجمع الأرباح بأي وسيلة ضرورية. |
Parçaladılar, tekmelediler. Ne istenirse yaptılar. | Open Subtitles | ومزقوها وركلوها وفعلوا كل ما أمروا به |
Daima onların elindeydin, o şeyleri sana yaptılar, ve buraya gelene kadar sende böcek yoktu, ta ki biz yatana kadar... | Open Subtitles | حبسوك كل ذلك الوقت، وفعلوا بك كل تلك الأشياء، ولم تحمل أي حشرة حتى وصلت إلى هنا، بعد أن فعلنا... |
Votanlı rahipler beni bağlayıp korkunç şeyler yaptılar. | Open Subtitles | الفونت قاموا بضربي وفعلوا اشياء سيئه لي |
İran çok hızlı bir şekilde ABD'ye bir mesaj gönderdi çok gelişmiş bir mesajdı ve bunu iki saldırı ile yaptılar. | Open Subtitles | سريعاً جداً، أرسلت "إيران" رسالة لـ"الولايات المتحدة"، رسالة متطورة جداً وفعلوا هذا بالقيام بهجمتين |
Başka şeyler de yaptılar. | Open Subtitles | وفعلوا أشياء أخرى، أيضاً. |
...ve onlar onu durdurmak için her şeyi yaptılar. | Open Subtitles | وفعلوا ما بوسعهم لأيقافه |
Bulup onlar yaptılar. | Open Subtitles | لقد وجدوها وفعلوا هذا |
Buraya barış içinde yaşamak için geldiler, ve iki yıl da öyle yaşadılar. | Open Subtitles | أرادوا أن يعيشوا هنا في سلام وفعلوا لمدة عامين |
Belki de komşularınızı soymak istediler ve daireyi şaşırdılar. | Open Subtitles | ربما كانوا ينوون سرقة جيرانك وفعلوا ذلك بالخطأ، هذا يحدث |
Federal makamları ikna etmeliydiler bunun piyasaya çıkarılabilecek iyi ve güvenli bir ürün olduğuna. | Open Subtitles | بأن هذا كان منتج رفيع وآمن للموافقة على طرحه بالسوق وفعلوا ذلك؛ |
2002'de, birkaç Amerikalı , fazla kilolu olmaktan sıkıldı ve yapabilecekleri en iyi şeyi yapıp dava açtılar. | Open Subtitles | في عام 2002 كثير من الأمريكيين حاولوا اتباع أساليب للرجيم وفعلوا أفضل ما لديهم بمساعدة الوجبات السريعة |
Babamın ve ondan önce gelenlerin yok ettiği binlerce hayat. | Open Subtitles | أعداد لا تحصى أبادها والدي.. أو أولئك الذين أتوا من قلبه وفعلوا الشيء ذاته |