"وفي منتصف" - Traduction Arabe en Turc

    • ortasında
        
    • ortalarında
        
    • bir yarısı
        
    • yarısında
        
    Onları çatılarda otobüs garajlarında ya da yolun ortasında yürürken görebilirsin. Open Subtitles فإننا نراهم على أسطح المباني، و مواقف الأتوبيسات، وفي منتصف الطرق،
    Şeflerden biri benimle konuşmaya geldi, tabağımı bitirdim, ve konuşmanın ortasında konuşmasını kesti, ve tabağıma hiddetle bakmaya başladı. TED أتى طباخ ليتحدث إلي، أنهيت طبقي، وفي منتصف حديثنا، توقف عن الكلام وبدأ ينظر عابساً إلى طبقي.
    Şimdi beş duyu çalışmamızın ortasında, aniden gençliğimden güneş enerjili saatler projesini hatırladım. TED وفي منتصف كل ذلك العمل عن الحواس الخمسة, تذكرت فجأة مشروع الساعات التي تعمل بالطاقة الشمسية من أيام شبابي.
    Güney Dakota'nın ortalarında bi yerde arkadaşıma dönüp bir soru sordum uzun zamandır kafamda olan bi soru, tam 3500 km'dir. TED وفي منتصف الطريق في داكوتا الجنوبية نظرتُ الى صديقتي وسئلتها .. عن شيء يورقني طيلة ال2000 ميل التي عبرناها
    Ve 20. yy'ın ortalarında insanlar, sonunda bu gizemli gezegene daha yakından bakma fırsatı yakaladı. Open Subtitles وفي منتصف القرن العشرين ألقى البشر أخيرا نظرة أقرب على الكوكب الغامض
    Gecenin bir yarısı uyandığımda çok korktum. Yargıç yatağın kenarına oturmuş. Open Subtitles ثم وفي منتصف الليل، استيقظتُ فوجدته واقفًا بجوار سريرنا
    Mary, gecenin bir yarısı oldu olanlar. Open Subtitles ماري,لقد تفاجئتي في فراشك وفي منتصف الليل
    Sonra, gece yarısında, bunun gibi bir gecede, onu duydular. Open Subtitles آنذاك، وفي منتصف الليل ،في ليلة تشبه هذه سمعوها
    motosikletlerin ortasında büyük, siyah bir Rolls- Royce vardı TED وفي منتصف الدراجات النارية، كانت هناك سيارة رولز رويس سوداء كبيرة.
    Fakat oyunun ortasında bir bahaneyle odadan çıktık. TED لكن وفي منتصف اللعبة، اخترعنا عذراً وتركنا الغرفة.
    Ve bu Kunene bölgesinin ortasında Sesfontain köyü var. Burası doğduğum yer. TED وفي منتصف منطقة كنيوني توجد قرية سيسفونتيان. هناك حيث وُلدت.
    İşte bu yüzden, kışın ortasında, ve bütün bu insanlar pencerelerinden bakıp ağaçları görebilecek ve belki kuşları da. Open Subtitles بهذه الطريقة وفي منتصف الشتاء كل هؤلاء الأشخاص سيلقون نظرة من نوافذهم ويروا الأشجار ولربما كذلك طيور
    Sonra şöyle düşündüm: Tamam, ben bu adamla uğraşacağım. Ve birden şovun ortasında şöyle dedim: Open Subtitles فقلت ، دعني ألعب بهذا الرجل قليلاً، وفي منتصف العرض قمت بقول أشياء مثل هذا:
    Annenle ilk buluştuğumuzda son derece heyecanlıydım ve yemeğin ortasında fark ettim ki ayağımla yere vurup duruyordum. Open Subtitles عندما خرجت مع امك كانت الأثارة موجودة هنالك وفي منتصف العشاء
    2015 yılında, Mayıs'ın ortalarında, aktif mayın tarlaları üzerinden kimsenin farketmediği Cuito nehrinin kaynak gölüne -- bu dünya dışı yere geçit sağladık; çok eski, el değmemiş vahşi doğaya. TED وفي منتصف ماي في عام 2015، قمنا بدور الريادة في دخول حقول الألغام النشطة لبحيرة المنبع غير الموثقة لنهر كويتو... هذا العالم الآخر؛ الحياة البرية القديمة التي لم يمسها أحد.
    1943'ün ortalarında Varşova'ya taşındım. Open Subtitles وفي منتصف 1943 انتقلت الى وارسو
    Dersin ortalarında, hükümlü bir öğrenci arkadaşım Nick, bizim adalet sistemimiz çerçevesinde savcıların ırklar arasında yanlılık ve ayrımcılık konularından sakındıkları endişesini dile getirdi. TED وفي منتصف الدراسة أبدى (نك)، وهو زميل وطالب مسجون، قلقه أن المدّعين كانوا يتجنبون ذكر التحيز العنصري والتمييز داخل نظام العدالة الجنائية.
    Başka zamanlarda ise gecenin bir yarısı huzursuz bir sesle şöyle bağırır "Nine, bir gün hastalanıp ölecek misin?" TED وفي أحيانٍ أخرى، وفي منتصف الليل، ينادي بصوت مرتجف، "جدتي، هل ستمرضين وتموتين يومًا ما؟"
    Gecenin bir yarısı kravat ve takım elbise giyip sokağa çıkmaya zorlanıyorum. Open Subtitles فجأة، وفي منتصف الليل أرتدي بدلة وربطة...
    Gecenin bir yarısı burada ne arıyorsun? Open Subtitles ماذا تفعلين خارج البيت وفي منتصف الليل؟
    Gece yarısında kollarım ve ellerim hariç tüm vücudumun felç olduğunu farkettim. Open Subtitles وفي منتصف الليل, أدركتُ أن كامل جسمي عدا ذراعيّ وكفيّ قد أصيب بالشلل.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus