İşte olan bir şeyler yüzünden başının belada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقالت أنّها كانت في ورطة بسبب شيءٍ حدث في العمل. |
Bir arkadaşımın arkadaşı gitmiş ve o bunun bir spa tatili gibi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | صديقة صديقتي ذهبت, وقالت أنّها كانت رحلة ممتعة. |
- Görüşmesine geç kaldığını söyledi. - Kimle olduğunu söyledi mi? | Open Subtitles | وقالت أنّها كانت متأخّرة على موعد في المدينة |
Bana bakıp, neşelice güldü ve artık özgür olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أعطتني إبتسامة تمساح كبير، وقالت أنّها كانت حرّة. |
Bir bayan ile bay içeri girdi. Bayan polis olduğunu söyledi. | Open Subtitles | دخل رجل وامراة المكان فجأة، وقالت أنّها شرطيّة. |
Aradı ve yardımıma ihtiyacı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | إتّصلت بي، وقالت أنّها تحتاج لمساعدتي |
- Bu haftanın başında, ofisimi aradı ve çok daha büyük bir hikaye peşinde olduğunu söyledi. | Open Subtitles | بوقتٍ سابق من هذا الأسبوع، إتّصلت بمكتبي، وقالت أنّها تعثرت بقصّة مُتفجرة... |
Protesto için orada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقالت أنّها كانت هناك للإحتجاج |
İyi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقالت أنّها بخير. |
Allison arayıp, yardımıma ihtiyacı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | إتّصلت (أليسون)، وقالت أنّها بحاجة لمساعدتي |
Dr. Monroe'ya görüşmeyi sorduğumda, kendisinin ilgilendiği ve çözmeye çalıştığı kişisel bir konu olduğunu söyledi. | Open Subtitles | سألتُ الدكتورة (مونرو) عن الإجتماع وقالت أنّها كانت حالة شخصيّة -التي كانت تنظر إليها وتحاول حلها |
Acil bir durum olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقالت أنّها حالة طارئة. |
Natalie beni aradı. Konuşmak istediği önemli bir şey olduğunu söyledi. | Open Subtitles | إتّصلت بي (ناتالي)، وقالت أنّها بحاجة للتحدّث معي حول شيءٍ مُهمّ جداً، |
Belki de olması gerekmiyordur. Bonnie'yle konuştum. Kendisinin her zamankinden daha güçlü olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قد لا يحدث الأمر، خاطبت (بوني) وقالت أنّها أقوى من ذي قبل |
Burada olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وقالت أنّها هنا. |