Eğer kocamın başka kadınlardan bir sürü çocuğu olsaydı epey zor zamanlar geçirirdim. | Open Subtitles | سيكون وقتاً صعباً بالنسبة لي إذا كان لزوجي هذا العدد من الاطفال من نساء اخريات. |
Birçok sebep yüzünden zor zamanlar yaşadığımızı biliyorsunuz. | Open Subtitles | أعلم أن هذا كان وقتاً صعباً للعديد من الأسباب |
Benim de zor zamanlar geçirmişliğim olduğu için ona yardımcı olabilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | وقتاً صعباً جداً الآن و لقد مررت بحصتى من الأوقات الصعبه فى هذا الصدد |
Okuldayken zor zamanlar geçirdik, ama yardım aldık. | Open Subtitles | قضى وقتاً صعباً عندما كان فى المدرسة ولكن أحضرنا له المساعده |
Ben sadece gerçekten de zor zamanlar geçiriyorum, bilirsin hatta sabahları yataktan kalkma konusunda bile. | Open Subtitles | أنا فقط.. إنني حقاً أمضي وقتاً صعباً, أتعلمين.. حتى الخروج من السرير في الصباح |
zor zamanlar geçirmişe benziyorsun. | Open Subtitles | يبدو وكأنه كان وقتاً صعباً |
zor zamanlar gecirdin. | Open Subtitles | لقد قضيت وقتاً صعباً |
zor zamanlar geçirdim. | Open Subtitles | كان وقتاً صعباً |
O sadece...zor zamanlar geçirdi. | Open Subtitles | هو فقط يقضى وقتاً صعباً. |
Bana çok zor zamanlar yaşattı. | Open Subtitles | لقد منحتني وقتاً صعباً. |