Anlarsın ya, zaman ayırıp biraz da... hayattan tad almayı bileceksin. | Open Subtitles | أتعلم, يجب أن تتعلم أن تأخذ وقتك... ...فى تنـشق عطر الورد. |
sağol. -her zaman. neden zamanını böyle kalın bir kitabı okuyarak geçiriyorsun. | Open Subtitles | شكرا فى اى وقت لماذا تضيعين وقتك فى قرءاه كتاب ضخم مثل هذا؟ |
Şimdi, sen burdasın, sonunda burada, ve hiper motor simulasyonunu sonsuz sayıda çalıştırarak zaman kaybediyorsun. | Open Subtitles | الآن أنت هنا، أخيرا هنا، وأنت تهدر وقتك فى محاكاة المحركات الفائقة |
Oh, Veera, kızım, neden zamanını A B C D ile harcıyorsun? | Open Subtitles | فيرا ، ابنتى ، انت تضيعين وقتك فى أ ب ت ث هذه ؟ |
Lanet listeyi istiyorum Jack. Beni suçlamakla zaman kaybetmeseydin belki bir hayat kurtarabilirdin. | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى هذة القائمة اللعينة إذا لم تضيع وقتك فى إتهامى , ربما تمنع جريمة قتل |
Bana zaman ayırdığın için teşekkür ederim. | Open Subtitles | أنا أقدر ما تتضيعه من وقتك فى حديثك لى |
Bunu düşünmelisin. Bunu_BAR_düşünmek için zaman ver kendine. | Open Subtitles | فقط خذ وقتك فى التفكير فى الأمر |
Bir daha gösteriyorum. Bunu anlamak biraz zaman alır. | Open Subtitles | الآن ,مرة أخرى تأخذ وقتك فى تقدير ذلك |
Ama siz Broadhinny'de araştırma yaparak zaman kaybediyorsunuz. | Open Subtitles | سوف تهدر وقتك فى التفتيش فى برودهنى. |
Belki de çalışanlara vaaz vermekle zaman harcamamalıydın. | Open Subtitles | ربما اذا لم تضيع وقتك فى وعظ العمال |
Çocukken kilisede çok fazla zaman geçirmişsin. | Open Subtitles | أنت قضيت وقتك فى الكنيسة حين كنت طفلاَ |
Sen atık zaman gerilemeyi mıyız? | Open Subtitles | ان تضيع وقتك فى الغاء الصفقه؟ |
O köprü altı ezikleriyle zamanını boşa harcama. | Open Subtitles | لا تضيع وقتك فى الكتابة عن هؤلاء التافهين |