"وقت أقرب" - Traduction Arabe en Turc

    • daha erken
        
    Ben seni daha erken arayacaktım, fakat dışarıyı çeviremiyoruz. Open Subtitles كنت أريد الإتصال بك في وقت أقرب ولكننا لانستطيع الطلب للخارج هذه اللحظه
    Çok üzgünüm. daha erken gelemedim. Open Subtitles آسفة جداً لم أستطعأن آتي إلى هنا في وقت أقرب
    Evi düşündüğümden de daha erken alabilirim. Open Subtitles قد أكون قادراً على الحصول على المنزل الجديد في وقت أقرب مما كنت اعتقده
    Mesajı daha erken alacağımı ve onu kurtarması için birini gndereceğimi düşünmüş olmalı, bilirsin? Open Subtitles أتعلمين, لابد أنها اعتقدت أنني سأستمع لرسالتها في وقت أقرب وسأرسل أحدهم لإنقاذها, أتعلمين؟
    Şu yönden bak, düşündüğümüzden çok daha erken varacağız. Open Subtitles انظري إلى الأمر من هذا الجانب أننا سنكون تحت الشمس في وقت أقرب مما توقعنا
    Ama başkaları, Google DeepMind kurucusu Demis Hassabis gibi, daha olumlu bakıyorlar ve daha erken olması için çalışıyorlar. TED لكن آخرين مثل مؤسس "جوجل ديب مايند" ديميس هاسابس أكثر تفاؤلا ويعملون لجعلها تحدث في وقت أقرب بكثير.
    Uygun fiyatlı, vücuda müdahaleyi gerektirmeyen ve daha erken sonuç veren düzenli tarama seçeneklerinin uygunluğu ve ulaşılabilirliğine sahip olmak bize kansere karşı savaşta çok önemli bir silah sağlayacaktır. TED عندما يكون لديك خيارات فحص دورية مريحة وسهلة الوصول إليها ويمكنك تحمل تكاليفها وغير مجتاحة وتعطي نتائج في وقت أقرب بكثير، ستوفرُ لنا سلاحاً عظيماً لمكافحة السرطان.
    daha erken patlatsa paçayı yırtardı. Open Subtitles لما كان هرب لو كان فجرها في وقت أقرب
    daha erken görebilmeyi umuyordum. Open Subtitles كنت أتمنى أن أراه في وقت أقرب.
    daha erken dönemediğim için kusura bakma. Open Subtitles اعذرني لأني لم أرد عليك في وقت أقرب
    - Bana daha erken haber verseydin keşke. Open Subtitles كنت أتمني بأنك أخبرتني في وقت أقرب
    daha erken söyleyebilirdin. Open Subtitles كان يمكنك أن تخبرني في وقت أقرب
    "Hayatımı bir daha yaşayacak olsaydım aynı hataları yapardım, ama daha erken." Open Subtitles "لو اضطررت إلى أن أعيش حياتي مجددا" "سأرتكب نفس الأخطاء ولكن في وقت أقرب"
    daha erken de varabiliriz. Open Subtitles - ربما سنصل في وقت أقرب من ذلك
    Konuğumuza hakaret etmek Otto'yu buraya daha erken getirmez. Open Subtitles "إهانة ضيفنا لن تعيد "أوتو في وقت أقرب
    Morrison'un sunumunu düşündüğümüzden daha erken yapmak zorundayız. Open Subtitles سنقدم عرضاً لعقد (موريسن) في وقت أقرب مما خططنا له.
    Ziyaretinize daha erken gelemediğim için özür dilerim. Open Subtitles أنا آسف لم أزوركم فى وقت أقرب
    daha erken gelmediğim için özür dilerim. Open Subtitles -مرحبًا . -آسف أنّي لم أزورك في وقت أقرب .
    Brody hakkındaki bilgiyi seninle daha erken paylaşmalıydım. Open Subtitles كان يجب أن أشارك معكِ تلك المعلومة حول (برودي) في وقت أقرب

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus