"وقت سابق" - Traduction Arabe en Turc

    • erken saatlerde
        
    • Önceden
        
    • sabah
        
    • Az önce
        
    • erken saatlerinde
        
    • Bugün
        
    • Önceki
        
    • erkenden
        
    • Öncesinde
        
    • evvel
        
    • Biraz önce
        
    • daha erken
        
    • zamankinden
        
    • daha önceden
        
    • daha önce
        
    Ve Bugün erken saatlerde onu radyasyon elbisesinde uyuklarken gördüm. Open Subtitles وفي وقت سابق من اليوم رأيته نائم داخل جناح الاشعاع.
    Bugün erken saatlerde, Cleveland'in lüks semtlerinden birinde hiç düşünülmeyen gerçekleşti. Open Subtitles فى وقت سابق اليوم فى ضاحية راقية بكليفلاند الغير متوقع حدث
    Ama Önceden de Triad'da ispatladığınız gibi, konukçu hayatta kalır. Open Subtitles لكن كما أثبت في وقت سابق في المحكمة المضيّف ينجو
    Bildiğiniz gibi... bu sabah Mars elçisi ve ona bağlı kişiler... Open Subtitles كما تعرفون ماحدث. فى وقت سابق أن سفير المريخيين ومن معه
    Aslında, Az önce burada olup olmadığından emin değilim. Open Subtitles في الواقع أنا غير متأكدة هنا في وقت سابق
    5 dosya da sabahın erken saatlerinde kalıcı olarak silinmiş. Open Subtitles وكانت الملفات الخمسة بشكل دائم حذف في وقت سابق اليوم.
    Bekle bir dakika.Kafam karışıyor.Önceki gün yeni bir kanı yaratmak için, beni tanıklık için çağırmalarının önemli bir şey olmadığını söylemiştin. Open Subtitles أنتظر لحظة ، أنا مشوشة ، في وقت سابق قلت أن استدعائي أمر ثانوي حيث أنهم كانوا يخلقون حاسة جديدة فقط
    Şimdi Dr. Kang sahneye gelecek ve Bugün biraz daha erken saatlerde bastığımız bu böbreklerden birini sizlere göstereceğiz. TED وسيأتي د.كانج إلى خشبة المسرح الآن، وسنريكم إحدى هذه الكلى المطبوعة بالفعل التي قمنا بطباعتها في وقت سابق من اليوم.
    Jack erken saatlerde arayarak tekrar gecikeceğini söyledi. Open Subtitles جاك تكلم في وقت سابق ليقَول بانة قد تاخّرَ ثانيةً.
    Bu gece erken saatlerde, polis müfettişi Lee ve özel görev gücü, Juntao suç organizasyonu bir daha ayağa kalkamayacak şekilde yerle bir etmeyi başarmıştır. Open Subtitles في وقت سابق من هذا المساء المحقق لى ولجنة عمله الخاصة فى القضاء بشكل نهائي على منظمة جون تاو الإجرامية واستعادوا
    Gayet açık, Önceden söylediğim gibi bir roadable uçak,... ...ve yolda daha fazla vakit harcamayacaksınız. TED ومن الواضح أن هذه, كما قلت في وقت سابق, طائرة متحوّلة, وأنك لن تقضي الكثير من الوقت على الطريق.
    Hayır. Yani daha Önceden demek istiyordum. Daha Önceden tanıyorum. Open Subtitles لا، أنا أعني قبل ذلك بطريقة ما مألوفة، في وقت سابق
    Eğer bu çalınan zehir olayını bana Önceden söylemiş olsaydınız, Open Subtitles لو أنكِ أخبرتني عن سرقة السم في وقت سابق
    Bu sabah üniformalı bir polis olan Jenkins'e para verdin. Open Subtitles وفي وقت سابق اليوم أعطيت بعض النقود لشرطي النظام جنكينز
    Ve bu sabah bakmış olduğu şeyleri tekrar oynatabilirim. TED وأستطيع تكرار بعض الاشياء التي قمت بها في وقت سابق اليوم.
    Az önce annenizle... babanızla ve onun ölümüyle ilgili konuştuk. Open Subtitles تكلمنا في وقت سابق عن أمك وعن أبيك وموته
    O günün erken saatlerinde, okuldan geldiğinde yüzünde morluklar olduğunu fark etmiştim. TED في وقت سابق من ذلك اليوم، كنت قد لاحظت كدمات على وجهه عندما عاد من المدرسة.
    Bugün sahilde yürürken dün akşamın ne kadar güzel olduğu hakkında konuşuyorduk. Open Subtitles حَسَناً . في وقت سابق اليوم كُنّا نَمْشي على الشاطئ،نشرب قهوة الصباح،
    Treville bir Önceki teklifinin hakkın olan statüyü ve beklentilerini karşılamadığının farkında. Open Subtitles تريفيل يدرك عرضه في وقت سابق لم ترق الى الوضع الصحيح والتوقعات.
    Siz erkenden kendiniz söylediniz, şöyle ifade edecek olursam Başkan'ın kamuoyu yoklamalarındaki başarısı... Open Subtitles لقد قلت في وقت سابق . .. واعيد تلك العبارة إن نجاح الرئيس في إستطلاعات الرأى
    ve onları Öncesinde barbut masasında teşhis ettim. Open Subtitles و تعرفت عليهم في وقت سابق عند طاولة القمار
    O zaman daha evvel konuştuğumuz konu hakkında... - ...seni hiç rahatsız etmeyeyim. Open Subtitles فهمتُ، إذاً لن أزعجك بشأن ذلك الأمر الذي تحدثنا عنه في وقت سابق.
    Biraz önce size müziğin somut olduğu için farklı bir yetenek olduğundan bahsetmiştim. TED لقد ذكرت في وقت سابق حقيقة أن الموسيقى هي قدرة مختلفة لأنها مجردة.
    Şimdi her zamankinden de fazla canlı hissetmek istiyorum. Open Subtitles أريد أن اكون حية، الآن أكثر من أي وقت سابق
    Ben daha önce Krystal'i şikayet etmek için arayan kişiyim. Open Subtitles هذا الرجلُ الذي دَعا في وقت سابق للإعتِراض على كريستال.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus