| Kerr geldi ve net bir vizyonu vardı ve hemen işe koyuldu. | TED | أتى كير وكانت لديه رؤية واضحة وباشر على الفور العمل. |
| Hardvard'ta bir makam sahibiydi... ... ve Smithsonian'da çalıştı ve çok iyi bağlantıları vardı. Tüm büyük akla sahip kişileri tanıyordu. | TED | ودرس في جامعة هارفارد وكان يعمل لدى سميثسونيان وكانت لديه معارف كثيرة، وكان يعرف كل العقول المفكرة آنذاك. |
| İnsanların nasıl olduğunu sezinleyebiliyorum, ve onda öyle bir enerji vardı ki, çok ama çok... sanki, kaybetmeye mahkum biri gibi. | Open Subtitles | كما تعلم لان لدي حاسه قوية وكانت لديه طاقه لقد كان |
| Çok tehlikeli görünen bir adamdı ve korkutucu gözleri vardı, ben de... | Open Subtitles | لقد كان رجُل خطير المظهر وكانت لديه تِلك الأعين المخيفة |
| Ve korkutucu bir soğukluğu vardı sanki hiçbir şeyi önemsemiyormuş gibiydi. | Open Subtitles | ..وكانت لديه هذا البرود الغريب ...مثل كأنه غير مُبالي بأي شيء |
| Öyleydi bunun için bir Allah vergisi vardı. | Open Subtitles | كان كذلك فعلا وكانت لديه موهبة. |
| Onu öldürmek için bir fırsatı vardı ama tereddüt etti. | Open Subtitles | وكانت لديه الفرصة لقتله لكنه تردد |
| 300 dolara satmıştı. Ayrıca iyi yönleri de vardı. | Open Subtitles | لقد كانت 300 وكانت لديه صفات جيدة أيضاً |
| Ricky'nin bir cep içkiliği vardı. | Open Subtitles | وكانت لديه تلك الزجاجةُ الفضية |
| Bunu düzeltmek istedi. Bir planı vardı. | Open Subtitles | إنه يريد إصلاح الأمر وكانت لديه خطة |
| Tuhaf bir bakışı vardı ve söyledikleri... | Open Subtitles | ... وكانت لديه تلك النظرة في عينه ، وكان يقول أشياء كـ |
| Sonra ''memex'' denilen bir fikri vardı, erişiminiz olan tüm kitap ve makalelerden oluşan kişisel bir kütüphane oluşturmak. | TED | وكانت لديه هذه الفكرة اسمها "ميمكس"، حيث يمكنك إنشاء مكتبة شخصية تحتوي على جميع الكتب والمقالات التي يمكنك الوصول إليها. |
| adamın potasyum nitratı vardı. | TED | وكانت لديه نتران البوتاسيوم. |
| Ve kocaman, gür bir sakalı vardı. | Open Subtitles | وكانت لديه لحية كبيرة شعثاء |
| Ve sakalı vardı. Evet. | Open Subtitles | وكانت لديه لحية ،، نعم |
| Richard diğerlerinden biriydi.ve Locke a tavsiyeleri vardı. | Open Subtitles | "كان (ريتشارد) أحد "الآخرين" وكانت لديه نصيحة لـ(لوك)" |
| Fırsatı vardı. | Open Subtitles | وكانت لديه الفرصة وماذا حدث؟ |
| Cevaplara ihtiyacımız vardı. O da buna sahipti. | Open Subtitles | - كنا بحاجة إلى الأجوبة وكانت لديه |
| Mavi Sınır'ın sahadaki yetkili adamıydı ve yardım ihtiyacının olduğu kişisel meseleleri vardı. | Open Subtitles | المسؤول عن (ذا بلو ليمت) فعلياً وكانت لديه مشاكل يحتاج المساعدة فيها |
| Bu diğer McKay'in yapmaya çalıştığı şeydi ve onun... haftaları vardı. | Open Subtitles | هذا ما كان (مكاي) الآخر يحاول فعله، وكانت لديه... أسابيع. |