"وكان أول" - Traduction Arabe en Turc

    • İlk
        
    Oraya vardık ve fark ettiğim ilk şeylerden biri, diğer çocukların saçlarının sarı rengin tonları olmasıydı ve çoğu mavi gözlüydü. TED وصلنا هناك وكان أول شيء لاحظته أن شعر الأطفال الآخرين كان له عدة درجات من اللون الأشقر ومعظمهم كانوا بعيون زرقاء
    İlk uygulama nerdeyse her gün elektriğin kesildiği bir şehirde olan bu binayı enerji yönünden kendine yeter hale nasıl getirebileceğimiz. TED وكان أول تنفيذ هو التفكير حول كيفية جعل المبنى مكتفية ذاتيا من حيث الطاقة في مدينة ينقطع فيها الكهرباء كل يوم تقريبا
    Bu ilk kisi smokinli ve siyah kravatliydi. TED وكان أول شخص يرتدي ربطة عنق سوداء ، و بدلة السهرة.
    Buluştuğum ilk jüri, Bobby'nin hak ettiğini bulduğunu düşünüyordu. TED وكان أول عضو قابلته يؤمن أن بوبي حصل على ما يستحق
    Tapınağı halka açtığımız ilk gün kapıdan giren yaşlı ve Protestan bir kadını kucaklayan ilk kişi de oydu. TED وكان أول من عانق مُرحباً بامرأة مُسِنّة بروتستانتية والتي جاءت إلينا يوم افتتاح المعبد للزوار
    İlk yaptığı şey ise çocuklarının okula gitmek için ihtiyaç duyduğu doğum belgelerine başvurmak oldu. TED وكان أول شيء فعلته بها أن قدمت لاستخراج شهادات ميلاد لأبنائها، فهم يحتاجونها للذهاب للمدرسة.
    Bildiğim kadarıyla, bu tesisin ilk yüksek seviyeli iletişimi oldu. Open Subtitles وكان أول اتصال من المستوي الأول و هذا لم يحدث من قبل علي حد علمي
    Ama düşüncemiz ilk darbeyi, silahın Nil Nehrinden çıkarılmasıyla aldı. Open Subtitles وكان أول مؤشر ليطرح الفكرة على رؤوسنا هو العثور على المسدس فى النيل, وان كنا على حق
    Ve sen bağımsız bir mahkemenin verdiği bu ilk kararı onu götürüp pubda içki ısmarlayarak ihlal ediyorsun. Open Subtitles وكان أول قرار أنتكونالمحكمةمستقلة، وأنت تريد أن تجعل المحكمةفىوضعالضعف.
    Annene aldığım ilk şey bu antika rüzgar lambalardan biriydi. Open Subtitles وكان أول شيء اشتريت من أي وقت مضى أمك واحدة من تلك جمال إعصار العتيقة.
    İlk sezonum kış ayıydı ve son uçağın ayrıldığını izlerken "İnanmıyorum umarım yapmak istediğim şeyi yapmışımdır." Dediğimi hatırlıyorum. Open Subtitles وكان أول موسم لي في الشتاء وأنالاأذكريراقب أن الطائرة الأخيرة تاركا والتفكير
    Ve ilk görevim Rosewood'da arkadaşlar edinmekti. Open Subtitles وكان أول واجب التعرف على اصدقاء في رووز وود
    Ama ben Ölüm'le gözlerimizi birbirimize dikip baktık ve gözlerini ilk kırpan oydu. Open Subtitles ولكن لقد يحدق الموت حق في وجهه وكان أول من يرمش أولا.
    Gerçekten işini yapıyor ve daha ilk günü. Open Subtitles كان يتصارع مع عمله الكثير وكان أول يوم له بالعمل
    Sonra bizim zamanımızda uyanıyor ve tanıştığı ilk kişi kızkardeşin. Open Subtitles ثم استيقظ في عصرنا وكان أول شخص قابله هي أختك ابنة
    Ve başkalarına ilk sorduğum, "Beğendiniz mi?" TED وكان أول سؤال أطرحه على الناس : " هل أحببت هذه الفكرة ؟ " - " نعم "
    İlk başta, aklıma ilk gelen, kaçmak istediğim oldu. TED وكان أول شيء فكرت في البداية الهروب
    İlk olarak insanlara şunu dedi; "Tamam, benim yolsuzluğa karşı kampanyamı destekliyorsanız, neden bana bir SMS göndermiyorsunuz?" TED وكان أول شيء فعله أن قال للناس، "حسنًا، لماذا لا ترسلون لي رسالة نصية إن كنتم تدعمون حملتي ضد الفساد؟"
    Beyin tarafından kontrol edilen ilk dış iskelete Brezilya’nın en ünlü bilim adamının adını verdik. Alberto Santos Dumas. 19 Ekim 1901’de kendisinin yaptığı ilk kontrol edilebilen uçakla Paris’te milyonlarca kişinin önünde uçtu. TED أول هيكل خارجي يتحكم به الدماغ، سُمي باسم أشهر عالم برازيلي على الإطلاق ألبرتو سانتوس دومون، الذي أنشأ في 19 أكتوبر 1901، أول سفينة جوية متحكم بها وكان أول من حلق بها في باريس أمام مليون مشاهد.
    İlk yaptığımız şey sürücünün davranışlarını değiştirmek oldu, hız limitleri koyup sürücülere para cezası yazmaya başladık, TED وكان أول رد فعل لنا هو محاولة تغيير سلوك السائقين، لذلك قمنا بتحديد السرعات وأجبرناهم على الالتزام بها من خلال الغرامات.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus