Birlikte gidecektik sözde... ama Gördüğün gibi olaylar istediğimiz gibi gitmiyor. | Open Subtitles | هي وأنا فكرنا بالذهاب سوية وكما ترى أشياء لم تحسب جيدا |
Şimdi, Gördüğün gibi burada makineli silahım duruyor, atın üstünde. | Open Subtitles | الان وكما ترى جعلت بندقيتي الآلية على الصف باتجاه الملك |
Gördüğün gibi tapınağın üyelerini bırakmaya başladılar. | Open Subtitles | وكما ترى, بدأوا فى إطلاق سراح أعضاء المعبد. |
Gördüğünüz gibi ben silahsız değilim. Silahını bırak, yoksa vururum. | Open Subtitles | وكما ترى أنا العكس ألق سلاحك قبل أن أطلق النار |
Şey, Gördüğünüz gibi bu adam yiyecekleri iyi çiğneyen biri değilmiş, ki bu da bizim yiyecekleri kolayca tanımamızı kolaylaştırıyor. | Open Subtitles | وكما ترى لم يكن كثير المضغ وهذا حسن حظ لنا مما يجعل من الأسهل تعريف الطعام |
Gördüğünüz üzere toplumlar yolsuzluğu düşürdükleri için gelişmiyor. | TED | وكما ترى فإن المجتمعات لا تنمو لأنها تعمل على الحد من الفساد |
Ve gördüğün üzere, geçen senenin kazananı MTE idi. | Open Subtitles | وكما ترى فالفائز العام الماضى كان معهد ماساتشوستس للتكنولوجيا |
Gördüğün gibi inanç, güven ve peri tozu olduğu sürece Kanca asla kazanamayacak. | Open Subtitles | وكما ترى يا دانى هوك لا ينتصر ابدا طالما يوجد اخلاص و شجاعة و تراب متألق |
Seninde Gördüğün gibi, yatak odasını yenilemeye başladılar. | Open Subtitles | وكما ترى, فقد بدؤوا فى تجديد غرفة النوم الرئيسية |
Gördüğün gibi o anlaşma bir sürü insanı sinirlendirdi o insanlar ailenin o mülk için nakit para aldığını biliyordu. | Open Subtitles | وكما ترى فتلك الصغفقة تغضب الكثيرين جماعة تعرف أقاربك كانت تدفع المال لأجل تلك الملكية |
Gördüğün gibi, kullanışlı notları renkli sekmelerle işaretleyip klasörlere göre düzenledim. | Open Subtitles | وكما ترى لقد نظمتها في مجلدات و أشرتها بعلامات مرمزه بعدة ألوان سهلة الحصول |
Ve Gördüğün gibi, Bay Barnell'in bazı kaygıları var. | Open Subtitles | وكما ترى فالسيد بارنيل لديه بعض المخاوف |
Gördüğün gibi, Fazla zamanım kalmadı. | Open Subtitles | وكما ترى, لم يتبق لي الكثير من الوقت |
Anladığım kadarıyla güvenlik işindeymişsiniz ve Gördüğünüz gibi kesinlikle ihtiyacım var. | Open Subtitles | أفهم أنكما في الأعمال الأمنية وكما ترى فمؤكد أنني أحتاج شيئاَ منها |
Gördüğünüz gibi, ...kurbanın elbisesinin parça kanıtları arabasının bagajında bulundu, bu da Chicago sanığının... | Open Subtitles | وكما ترى هنا عُثر على دليل وهو أثر من ملابس الضحية في صندوق سيارته، مما يوحي أن متهم شيكاغو |
Arkamda Gördüğünüz gibi robotlarla işbirliği içindeler ve herkesin önceliği onların güvenliği. | Open Subtitles | وكما ترى ورائي، إنهم يتعاونون جيداً من الروبوتات ومن الواضح أن سلامتهم هو أولوية قصوى للجميع. |
Burası ana giriş salonu. Gördüğünüz üzere oldukça geniştir. Sol tarafta kabul salonu. | Open Subtitles | وكما ترى إنها واسعة للغاية، وعلى الشمال توجد غرفة المعيشة |
Ve gördüğün üzere ben kazandığım parayı harcamayı seviyorum. | Open Subtitles | وكما ترى أحب ان اصرف المال الذي اجنيه |
Görebileceğin gibi, yazar taklitçilerinin uydurma makalelerini okumaya vaktim yok. | Open Subtitles | وكما ترى ,ليس لدي وقت لقرائة مقالة مزيفة لكاتب يرغب برضى الجميع |
Ve Görebildiğiniz gibi, sonucu çok etkileyici. | Open Subtitles | وكما ترى النتائج ملحوظة نوعا ما |
Beyaz bir köpekbalığı dişi ve göreceksiniz ki hafifçe oyulmuş. | Open Subtitles | انها ضرس من سمكة قرش ابيض, وكما ترى انها تم قطعها قليلا. |
Senin de görebildiğin gibi sözünü dinledi. | Open Subtitles | وكما ترى فهو يستمع إليك. |
Tahvil sahtekarlığından tutuklanmıştı ve önünüzdeki dosyalardan görebileceğiniz üzere de daha bir sürü farklı suç işlediğinden şüpheleniliyordu. | Open Subtitles | تمت إدانته بتزوير السندات، وكما ترى في تلك الملفات، كان مُشتبهًا به بالقيام بأمور أخرى كثيرة |