"ولا أحب" - Traduction Arabe en Turc

    • sevmiyorum
        
    • sevmem
        
    • hoşlanmam
        
    • hoşlanmıyorum
        
    Artıklardan yemeyi sevmiyorum. Her zaman yer değiştiririz. Bunu da sevmiyorum. Open Subtitles أنا لا أحب الفضلات، إننا نمكث نترحل ولا أحب هذا أيضًا
    Ve o pipetleri de sevmiyorum. Open Subtitles ولا أحب تلك المصاصات، هلاّ جلبتي النوع الذي ينثني؟
    - O zaman kafanın içini kurcalayıp onu bulurum ve gerçekten bunu yapmayı sevmiyorum. Open Subtitles كلا ،عندئد سأضطر للحفر في ذهنك ولا أحب حقاً فعل ذلك
    Lütfen dokunma dedim ya. Parmak izi kalıyor. Parmak izi sevmem. Open Subtitles كما قلت ، لا تلمسي بصماتكِ ستطبع ولا أحب بصمات الأصابع
    Daha iyi bir vurucuyum. Ve izlenmekten hoşlanmam. Open Subtitles أنا أفضل رامٍ ولا أحب أحدآ أن يتعقب أثرى.
    Çok arkadaş kanlısı bir şekilde yaklaşmazsam alınmayın ama yakında babamla birlikte kalacağım ve vaktimi kısa süreli ilişkilerle israf etmekten hoşlanmıyorum. Open Subtitles أرجو ألا تشعروا بالإساءة إذا لم أكن ودّية لكني سأعيش مع أبي قريبًا ولا أحب حقًا إضاعة الوقت على علاقات قصيرة المدى
    Pekala, ailem şehir dışında, büyük bir yatağım var ve yalnız uyumayı sevmiyorum. Open Subtitles إذا والداي خارج المدينة ولدي سرير ضخم, ولا أحب النوم وحدي
    Ben de iki cephede birden savaşma fikrini sevmiyorum. Open Subtitles ولا أحب فكرة الحرب على جبهتين لا أتذكر أنني أعطيتك الإذن
    Daha önce kimseyi sevmedim. Evliyim, karımı sevmiyorum. Open Subtitles أنا لم أحب أحداً قط أنا متزوج ولا أحب زوجتي
    Yüzünü sevmiyorum, hatunumun yanında dolaşmanı sevmiyorum. Open Subtitles - لا أَحْبُّك - ولا أحب وجهك،و لا أَحْبُّك ان تقترب من فتاتي
    Meyankökünü ve bileklerimi sevmiyorum. Open Subtitles ولا أحب مشروب "العرق سوس" وكذا لا أحب كعب قدمى
    Yalan söylemeyi sevmiyorum. Yalancıları da sevmem. Open Subtitles أنا لا أحب الكذب ولا أحب الكذابين
    - Yanındayken dönüştüğüm kadını sevmiyorum. Open Subtitles ولا أحب ما أصبحت عليه وأنا معك
    Annelerini de sevmiyorum. Open Subtitles ولا أحب الامهات ايضاً بالمناسبه
    Kuşatmanın 20. yıl dönümü idi, Saraybosna kuşatmasının başlamasının ve "yıl dönümü" kelimesini sevmiyorum çünkü kulağa bir parti gibi geliyor ve bu bir parti değildi. TED وحقيقة الأمر أنه كان الذكرى السنوية العشرون للحصار ، بداية حصار سراييفو. ولا أحب كلمة "الذكرى السنوية" لأنها تبدو كمناسبة سعيدة. وهذه المناسبة لم تكن كذلك إطلاقاً.
    kullanan birini sevmiyorum. Open Subtitles لا أحبه ولا أحب من يستخدمه
    Ben bir öğretmenim. Yabani otları temizlemeyi, zor iş yapmayı sevmem. TED ولا أحب الحشيش، ولا أحب العمل الشاق الذي يقصم الظهر.
    Bunu hiç söylemem. Söyleyeni de sevmem. Open Subtitles أنا لن أقول هذه الكلمة أبداّّ ولا أحب من يقولها
    Kızlarda düz kalçalardan hoşlanmam. Ya sen? Open Subtitles ولا أحب الأفخاذ النحيلة لدى الفتيات، أتحبها؟
    Her sabah duş almayı severim ve asılı iç çamaşırı görmekten hoşlanmam. Open Subtitles أحب الاستحمام كل صباح، ولا أحب السراويل تجفف معلقة على العمدان
    CRISPR'ın anlatıyor olmamız gereken hikayesi işte bu. Ve ben işin janjanlı kısmının bu kısmını gölgede bırakmasından hoşlanmıyorum. TED هذه هي القصة التي ينبغي أن نحكيها عن كريسبر، ولا أحب أن تطغى عليها الجوانب المادية بدلاً من الإطار الذي تحدثنا عنه.
    Çocuklarımın yabancı akrabalara minnettar kalmalarından hoşlanmıyorum. Open Subtitles ولا أحب جعل أطفالي يُحضنون من قبل قريبة مجهولة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus