"ولا يجب" - Traduction Arabe en Turc

    • olmamalı
        
    • gerek yok
        
    • zorunda değilsin
        
    Bu senin için hiçbir zaman ciddi bir şey olmadı. olmamalı da zaten. Open Subtitles لن يكون هناك اشياء جادة في حياتك, ولا يجب ان يكون اساساً ؟
    Söylediğim hiç birşey insan hakları ihlaline bir mazeret de olmamalı, bu hafta Mısır'da yapılan toplu infazlar gibi. TED ولا يجب أن يؤخذ شيء مما أقوله كمبرر للعنف ضد حقوق الإنسان، مثل الأحكام الكثيرة بالإعدام التي صدرت في مصر هذا الأسبوع.
    Köle ve efendi olmamalı. Anladın mı? Open Subtitles ولا يجب أن يكون هناك سادة و عبيد, أتفهم؟
    Öteki tarafla oturduğunuzda hemfikir olmanıza gerek yok. TED ولا يجب عليك الموافقة عندما تجلس مع الجانب الاخر
    Ve zihninizin çalışma şeklini anlayıp bundan faydalanmanız için illa ki hafıza sarayları inşa etmenize ya da iskambil kağıtlarının dizilişini ezberlemenize gerek yok. TED ولا يجب عليك أن تبني قصور ذاكرة أو حفظ مجموعات من أوراق اللعب للإستفادة من القليل من البصيرة عن كيفية عمل عقلك
    Doğru kişiyi beklemek olacaktır. Emin olana kadar hiç bir şey yapmak zorunda değilsin, değil mi? Open Subtitles حتى تقابلي الشخص الصحيح، ولا يجب أن تفعلي شيئاً، صحيح؟
    Kırmızıışığıyakmak zorunda değilsin ogünlergeridekaldı,vücudunu geceye satmak zorunda da değilsin Open Subtitles تلك الأيام أنتهت ولا يجب أن تبيعي جسدك بالليلة
    Burada olmamalıydın. Kimse burada olmamalı. Open Subtitles لا يجب أن تكونا هنا ، ولا يجب على احد ذلك
    Saat hep çok geç ve öyle olmamalı. Open Subtitles دائما ما يكون الوقت متأخرا، ولا يجب أن يكون. ويجب أن ترغب في التحدث عن ذلك معي
    Ne düşündükleri umurumda değil ve sizin de olmamalı. Open Subtitles لست مهتما البتة بما يظنونه، ولا يجب أن تهتم أنت أيضًا.
    Bu söylenti ifadelerin kabul edilemez olduğunu şimdi tartışmaya yetkisi olmamalı çünkü davalarına zarar veriyorlar. Open Subtitles ولا يجب السماح لها الآن بالمجادلة في هذه التصريحات الإشاعية على أنها غير مقبولة لأنها تؤذي قضيتها هي
    FBI'ın da hiçbir şekilde bir görüşü olmamalı. Peki. Open Subtitles ولا يجب أن يكون للمكتب أي رأي بطريقة أو بأخرى
    - Ayaklanma başarısızlığa mahkûm, bu olmamalı. Open Subtitles الإنتفاضة مقدر لها الفشل ولا يجب أن تحدث
    Çöplerle uğraşmana da gerek yok çünkü çöpler benim işim. -Çöpler onun işi. Open Subtitles ولا يجب عليك التعامل مع القمامة لأنني انا من يتعامل مع القمامة
    Bu üzerime vazife değil, o yüzden de zırvalamama hiç gerek yok. Open Subtitles فإن ذلك لايخصنى, ولا يجب استخدان العنف تجاهى لأتكلم
    Öldürülmesine bile gerek yok, sadece pes etsin yeter. Open Subtitles ولا يجب أن يتم قتلها ، لكن أن يتم تسليمها لنا فقط
    Ryan'dan çok önce kalmış olan minicik hisler için dövünmene gerek yok. Open Subtitles ولا يجب عليك أن توبخي نفسك عن شعور صغير موجود فيك منذ مدة طويلة قبل راين
    Kendini zorlamak zorunda değilsin. Yalnız kalmak zorunda değilsin. Open Subtitles لا تجبري نفسك على شيء , ولا يجب عليكِ ان تبقي لوحدكِ
    Ağabeyin oldukça kaba, hırsızlık yapan biri, bu şekilde yaşamak zorunda değilsin. Open Subtitles تبا لذلك , جاك ان أخاك لص و مجنون ولا يجب عليك العيش بتلك الطريقة
    Seni dövmeye hakkı yok, eve gelmekten ya da onun kızacağından korkmak zorunda değilsin. Open Subtitles لا يجب علية ضربك ولا يجب عليك الخوف من العوده للمنزل حتى لاتغضبة
    Düğüne seni de davet etmek istiyorum. Garip bir durum biliyorum ve çok da ısrarcı değilim ama Mia ile Tom'un gelmesi güzel olurdu. Fakat sen gelmek zorunda değilsin. Open Subtitles وانا اعتقد ، انك يجب ان تكون حاضراً في الزفاف يبدوا الأمر غريباً ، ولكن من اجل توم واجلي ، ولا يجب عليك

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus