| Kolları çok garip bir pozisyonda ama inanılmaz işler başarıyor. | TED | الذراعان يبدوان مضحكين، ولكنه في الحقيقة يفعل أشياء مميزة للغاية. |
| Kağıt üzerinde sadece müdür vekili olabilir, ama aslında, NSS'in bel kemiği o. | Open Subtitles | إنه نائب الرئيس بالاسم فقط ولكنه في الواقع هو من يدير هذه المؤسسة |
| Abin sana büyük yanlış yaptı ama sana ihtiyacı var. | Open Subtitles | أخوك قد أخطأ في حقك ولكنه في حاجه إلى مساعدتك |
| Bu bir bitkiye benziyor, ama aslında bir hayvan. | TED | هذه تبدو مثل النبتة ولكنه في الحقيقة حيوان بحري |
| ama aslında, ahlak felsefecisiydi ve neden ahlaksal olduğumuz konusunda haklıydı. | TED | ولكنه في الحقيقة في بداية مسيرته كان فيلسوفاً ذات نوازع أخلاقية، وكان مصيباً فيما رآه من سبب كوننا أناس لنا أخلاق. |
| İsterseniz Google'dan bakabilirsiniz, infeksiyon ama boğazın değil üst solunum yolunun ve üst solunum yolunun kapanmasına yol açabilir. | TED | يمكنك بحثها في قوقل, ولكنه التهاب, ليس في الحلق ولكنه في اعلى مجرى الهواء, يمكن أن يتسبب في اغلاق مجرى الهواء. |
| Bu projelerde çalışmaya başladığımda, ekonomi hakkında düşünmeyi bırakmıştım, ama zamanla sizi kendine geri çekiyor. | TED | حين بدأت العمل على هذا المشروع لم أفكر مطلقاً في الإقتصاد ولكنه في نهاية المطاف يعيدك إليه |
| Bazen küçük koloni konseylerinin ve küçük devlet kurumlarının başkanları oluyordu, ama pek anlamı olmayan bir ünvandı. | TED | كان هناك أحياناً رؤساء مجالس المستعمرات الصغيرة وأجزاء من الحكومة، ولكنه في الحقيقة لقب بسيط. |
| Dalağım nerede bilmiyorum, ama bir yerlerde. | TED | لا أدري أين مكان طحالي، ولكنه في مكانٍ ما. |
| Eskiden olduğu kadar yakışıklı değil ama bir mumyaya göre gerçekten iyi durumda çünkü donmuş bir buzun içinde keşfedildi. | TED | حسنًا، ليس وسيمًا كما اعتاد أن يكون، ولكنه في الحقيقة في أحسن مظهر كمومياء لأنه أُكتُشِف متجمدًا في الجليد. |
| Cildinizin beyaz parçalar ile lekelenmiş gibi görünmesi ama aslında rengini kaybetmesi. | TED | ويبدو كما لو أن بشرتك تصاب ببقع بيضاء، ولكنه في الواقع فقد للون. |
| Kavraması zor ama bu aslında sürekli bir merdiven. | TED | لذا , فهو غير مدرك البتة ولكنه في الواقع درج مستمر الخطوة |
| Bu terminoloji öylece kaldı, ama aslında lzel kimyasallara işaret etmiyor bu isimler, çünkü bu kimyasallar çok farklı biçim ve yapıda olabilirler. | TED | ترسخ هذا المصطلح، ولكنه في الواقع لا يشير الى مواد كيميائية معينة لأن هذه المواد الكيميائية تتخذ اشكالا مختلفة. |
| Berbat bir yer ama konuşabileceğimiz tek yer. | Open Subtitles | وهو جروتي قليلا ولكنه في مكان ما في الحديث. |
| Daha fazla eşlik etmem ama ertesi gün bana her şeyi anlatır. | Open Subtitles | كان يطيل الغياب أحيانّاً ولكنه في اليوم التالي .يقول لي كل شيء حدث معه |
| ama eninde sonunda yine bir köpek isteyecektir,çünkü tavuklar arabaların peşinden koşmazlar... | Open Subtitles | ولكنه في الأخير سيرغب في كلب آخر لأن الدجاجات لاتطارد السيارات |
| Çok isterdim ama şu anda kapsama alana dışında. | Open Subtitles | أود ذلك، ولكنه في الواقع خارج منطقة التغطية |
| Haklısın tabii, Starling... ama bu hiçbir şeyi değiştirmez. | Open Subtitles | بالطبع ان على حق ، ستارلنج ولكنه في الحقيقة لا يغير أى شئ |
| Haklısın tabii, Starling... ama bu hiçbir şeyi değiştirmez. | Open Subtitles | بالطبع انك على حق ، ستارلنج ولكنه في الحقيقة لا يغير أى شئ |
| Bunlar Mirage ve MGM Grand'in kasaları ama tüm paralar burada. | Open Subtitles | هذا يغذي الميراج والام جي ام الكبرى ولكنه في النهايه يصب هنا |