Ailesi geri döneceğini düşünmüyor Ama karısı her gün kliniğini temizliyor. | Open Subtitles | عائلته لا تعتقد أنه سيعود ولكن زوجته تنظف عيادته كل يوم |
Benden daha yakışıklı Ama karısı benimki kadar seksi değil. | Open Subtitles | إنه أفضل شكلاً مني ، ولكن زوجته ليس بإثارة زوجتي |
O sırada o görevdeydi, Ama karısı ve üç çocuğu evdeydiler. | Open Subtitles | وفى ذلك الوقت كان هو خارج المنزل ولكن زوجته وثلاثة اطفال كانوا بالمنزل |
Ama karısı Saray kısırdı ve çocuğu yoktu. | Open Subtitles | ولكن زوجته ساراى كانت عاقراً و لم يكن لها أطفالاً |
onu gömdükten sonra abim beni yanına aldı, fakat karısı benden hoşlanmazdı ben de parayı çalıp kervanla kaçtım ceplerini altınla doldurdun mu? | Open Subtitles | قام بتربيتى خالى ولكن زوجته كانت تكرهنى لذا قد سرقت ماله |
Ama karısı daha iyiymiş. Ne hoş bir aile, değil mi? | Open Subtitles | ولكن زوجته تشعره بافضل حال , يالها من عائله لطيفه؟ |
O nedenle çiftliği sattı, Ama karısı istemiyordu. | Open Subtitles | لذلك هو اضطر لبيع المزرعة, ولكن زوجته لم تكن تريده أن يفعل. |
Ama karısı bize eski arabaları, özellikle de Mustang'leri sevdiğini anlattı. | Open Subtitles | ولكن زوجته أخبرتنا أنه يحب السيارات العتيقه وبالتحديد الموستنغ |
Evet Ama karısı yıllardır evlerinde kapanmış durumda. | Open Subtitles | نعم ولكن زوجته لاتزال باقية في اراضيهم هناك منذ سنوات |
Zenciyi burada bırakmıştım Ama karısı onu çoktan gömmüş. | Open Subtitles | انه ليس خطأي شريف, لقد تركته على الجليد ولكن زوجته "بولين" دفنته. |
Ama karısı, akşam 19:00'a kadar eve gelmediğini söylemişti. | Open Subtitles | ولكن زوجته عادت إلى المنزل الساعة الـ 7 |
Ama karısı bizi öğrendi ve kardeşlerine söyledi. | Open Subtitles | ولكن زوجته اكتشفت امرنا وأخبرت أخوتها |
Ama karısı bizi öğrendi ve kardeşlerine söyledi. | Open Subtitles | ولكن زوجته اكتشفت امرنا وأخبرت أخوتها |
Ama karısı bir süredir görmedi. | Open Subtitles | ولكن زوجته تشهد لي في كل حين |
Ama karısı Astrid kaçmayı ve gölün ortasındaki bir adaya yerleşmeyi başarmış. | Open Subtitles | ولكن زوجته (أستريد)، هربت واختبأت بجزيرة في وسط بحيرة. |
Bilmiyorum Ama karısı biliyor. | Open Subtitles | - لا أدري، ولكن زوجته تعرف - |
Ona Afrika'ya gitme fırsatı önerildi, biliyor musun, araştırmalarını sürdürmesi için, fakat karısı karşı çıktı. | Open Subtitles | لقد عُرِضت عليه فرصة الذهاب الى افريقيا لأستكمال ابحاثه ولكن زوجته اعترضت |