Kimyasal tepkimeye neden olabilecek ya da yangına yol açabilecek bir düzenek delili bulamamışlar. | Open Subtitles | مشّطت الشرطة المنطقة، ولم يجدوا أي مادة سريعة الاشتعال أو قنبلة. |
Savunma Bakanlığı öyle düşünmüyor gibi ve Tanner'ın iddiasını destekleyecek bir şey de bulamamışlar. | Open Subtitles | وزارة الدفاع لم تصدق ذلك ولم يجدوا ما يدعم اقوال تانر |
Polisler oraya gitmiş, bir şey bulamamışlar. | Open Subtitles | بلاغ إطلاق نار قرب منطقته إستجاب الضباط .. ولم يجدوا شيئاً |
Bölgeyi arıyorlarmış ama henüz hiçbir şey bulamamışlar. | Open Subtitles | كانوا يبحثون في المنطقة ولم يجدوا شيئاً بعد |
İlk soruşturmayı yapan memurlar, Palazzzo'da herhangi elveda veya intihar notu aramışlar fakat bulamamışlar. | Open Subtitles | الضباط الذين أجروا التحقيقات المبدئية فتشوا القصر بحثاً عن أية رسائل رسائل وداع، رسائل انتحار ولم يجدوا شيئاً |
Vurup kaçmışlar. Sürücüyü bulamamışlar. | Open Subtitles | كان حادث صدم وفرار، ولم يجدوا قائد السيارة. |
Cesetleri asla bulamamışlar. | Open Subtitles | ولم يجدوا الجثث قط.. أعني.. |
Geçen hafta O'Connor ailesi buraya kahvaltıya geldikten sonra eve gittiklerinde mücevherlerini, televizyonlarını ve müzik sistemlerini bulamamışlar. | Open Subtitles | هل تعرفين أنه في الأسبوع الماضي، بعد مجيء آل "أوكونور" لتناول فطور متأخر، عادوا إلى منزلهم ولم يجدوا مجوهراتهم وتلفازهم وأجهزة الصوت؟ |