Onlar bizim için insan olarak değerli olduklarını bilmeliler, not ortalamaları yüzünden değil. | TED | هم بحاجة إلى معرفة أنهم مهمّون بالنسبة لنا باعتبارهم بَشرًا، وليس بسبب معدلاتهم. |
Hakkında her şeyi biliyorum, sırf geçen gece yüzünden değil... | Open Subtitles | أنا أعرف كلّ شيء عنك الآن وليس بسبب ليلة أمس |
Yedi km, on dakika uzaklıkta, 10 yıllık yaşam beklentisi farkı ve bu insanların yaptığı seçimler yüzünden değil. | TED | عشر دقائق، 4 أميال ونصف، واختلاف في العمر يبلغ 10 سنوات، وليس بسبب الخيارات التي يقوم الناس بها. |
Bu bedava şeyleri sadece güzel olduğum için elde ettim bunun kim olduğumla ilgisi yok. Kişilikleri için değil görünüşleri yüzünden bedel ödeyen insanlar var. | TED | وحصلت هذه الأشياء مجاناً بسبب مظهري، وليس بسبب شخصيتي، وهناك أشخاص يدفعون ثمناً لمظهرهم لا لشخصيتهم. |
Siz bu çocuğun ölmesini istiyorsun, ama gerçekler için değil, sen istediğin için. | Open Subtitles | تريد أَن ترى هذا الولد يموت لأنك تريد ذلك، وليس بسبب الحقائق. |
Kendine kayıt dışı bir şeyler saklamak için değildi. | Open Subtitles | وليس بسبب أنكِ تريدين أخذ نصيبٍ لكِ من خارج السجلات. |
Ama ben daha çok yazdığım bilimsel makalelerle hatırlanmak isterim, yoksa kazara akrabam olan bir guguk kuşu yüzünden...değil! | Open Subtitles | لكنّي أفضّل أن تتذكّرونى لمساهماتي الصغيرة الخاصة بالعلم وليس بسبب قرابتى بالصدفة إلى المشهور.. |
İnancını uyuşturucular yüzünden değil, adam yüzünden kaybettin. | Open Subtitles | فقدتِ إيمانك بسبب ذلك الرجل؟ وليس بسبب المخدرات |
Ne kadar dikkat dağıtıcı bulsam da saçın yüzünden değil. | Open Subtitles | وليس بسبب الشعر على الرغم انني أراه مزعجاً جداً |
İlişkiler büyük problemler yüzünden değil de... sadece mesafe yüzünden bitince tamamıyla unutmak gerçekten zor oluyor. | Open Subtitles | متى تنتهي الأشياء بسبب البعد. وليس بسبب مشكل كبير في العلاقة, من الصعب أن تصبحي منغلقة. |
Bir görev anlayışı zorunluluğu yüzünden değil de saf bir arzudan dolayı gerçekten benimle olmak isteyen biriyle beraber olmanın nasıl hissettirdiğini hatırlamak istiyorum. | Open Subtitles | أودّ إسترجاع شعور أن أصبح معالشخصالذيأريدهحقاً .. بناءًعلىرغبةنقيّة.. وليس بسبب ضغوط الواجب. |
Eşcinsel evlilikler yüzünden değil. | Open Subtitles | تحدث بسبب ضغط جوي عالي وليس بسبب زواج المثيليين. |
Tamam, nişanlısının hayaleti yüzünden değil... seni çıldırtmaya çalışıyor ve o senin... müşterin değil... ama yine de seni sorunları içine atıyor değil mi? | Open Subtitles | . التي تحاول إبعادك, وليس بسبب... و ليس بسبب أنه زبون تكذبين عليه... |
Birbirinizi sevmediğiniz için değil. | Open Subtitles | لأنكمـا لمـا تكـونـا مستعـدان وليس بسبب أنكمـا لاتحبـان بعضكمـا |
Ve rahipler sadece hristiyanlığı yaymak için değil, gemiler sıklıkla saldırıya uğradıklarından dolayı iyi şans getirsinler diye de gemi de bulunurlardı. | Open Subtitles | والكهنة كانو على متن المركب وليس بسبب إنتشار المسيحية فقط ولكن أيضاً من أجل الحظ الموفق لأنهم هوجمو بشكل كبير |
Ve bunu ailenin kara büyü mirasına takıntılı olduğum için değil sana değer verdiğim için. | Open Subtitles | وليس بسبب إهتمامي بإرث عائلتُكِ من السحر الأسود ، بل لأنني أهتمُ بكِ، |
Çünkü onu o olduğu için seviyorum, bana verebilecekleri için değil. | Open Subtitles | لأني أحبهَ بسبب طبيعته، وليس بسبب ما يمنحه لي. |
Sen bunu hemen yapmam gerektiğini düşündüğün için değil. | Open Subtitles | وليس بسبب أنك تشعرين أنني علي فعل ذلك الأن وفي هذه اللحظة |
Bu uzaylı olduğun için değildi. | Open Subtitles | وليس بسبب كونك من الفضاء. |
Dosyalarından ötürü değil, gerçekten o olduğu için. | Open Subtitles | وليس بسبب ما تحتويه ملفاته فقط بل بشخصيته |
Hastanelerde gönüllü olarak çalışmaya bayılırım ve sadece seksi şekerci kız kıyafeti yüzünden de değil. | Open Subtitles | لطالما أردت أحببت التطوّع للمستشفى وليس بسبب زيّ المتعرية موزعة الحلوى |