Küçük de olsa, Londra'daki bir ev burada büyük bir şey almaya yeter. | Open Subtitles | ومنزل في لندن, حتى لو كان صغيراً ستكفي قيمته لشراء شيء حقيقي هنا |
Korkunç bir insan bekliyordum, kirli, dağınık bir ev. | TED | كنت أتوقع شخصًا غير ودود، ومنزل تعمّه الفوضى. |
Bana babanın ve Northumberland'lerin evi başınıza yıkılır, dediler. | Open Subtitles | ومنزل أبى سيهدم فى نورثمبرلاند أيضا فلقد أخبرونى بذلك. |
Princeton mezunu Mercer Adasında evi ve 12 metrelik bir teknesi var. | Open Subtitles | متخرج من جامعة برينستون ولديه كذلك يخت,ومنزل في جزيرة ميرسر |
Buna rağmen, bir karım, bir evim bir kızım ve iki torunum var. | Open Subtitles | ومع ذلك، لدي زوجة ومنزل ابنة واثنين من الحفيدات |
- Yani artık para biriktiriyorsun... - Evet evlenip bir yuva kurmak için? | Open Subtitles | إذن أنت توفر المال الآن لتأسيس عائلة ومنزل ؟ |
Rüya gibi bir işin, güzel bir evin, muazzam bir ailen var. | Open Subtitles | لديك وظيفة أحلامك ومنزل جميل وعائلة رائعة |
Hotch, liseyi ve Wallace'ın evini kontrol ettim. Oralarda bulamadım. | Open Subtitles | هوتش, لقد تفقدت المدرسة ومنزل آل والاس.لم يكن هناك |
Grayden Osborne'un ofisine ve evine baskın yapıp her türlü iletişim aracına el koyacaklar. | Open Subtitles | بمداهمة مكتب ومنزل غرايدن أوسبورن ويسحبوا كل السجلات التي تخصه. |
Bir çaylak getiriyor, paraya boğuyor, araba ve ev alıyorlar. | Open Subtitles | يقدمونها للموظف الجديد ويغدقون المال في وجهه يشترون له سيارة ومنزل |
Yepyeni bir Cadillac 60000 dolarlık ev | Open Subtitles | انصت ، سأشترى سيارة كديلاك جديدة ومنزل بـ ستين ألف دولار |
Bütün insanların içinde sen, bir eş, çocuklar ve tepenin üstünde bir ev. | Open Subtitles | أنت من ضمن الناس الذين لديهم زوجة وأطفال ومنزل فوق التل |
Sinemanın karşısındaki boş bir bina, bir restoranın karşısı, bir benzin istasyonu ve boş bir ev. | Open Subtitles | مبنى مهجور على الجانب الآخر من المسرح والسينما , على الجانب الآخر من مطعم , محطة الغاز ومنزل فارغ |
Bu güzel ev ve küçük tatlı bir kızımız var. Evliyiz. | Open Subtitles | لدينا ابنة جميلة ومنزل رائع ونحن متزوجون |
Her Amerikalının bir işi, ailesi ve kendine ait bir evi olmalı. | Open Subtitles | وأن يكون لكل مواطن مهنة شريفة وعائلة ومنزل يجمع فيما بينهم |
# Yeşil kartı, yeni evi ve çok parası var. | Open Subtitles | معه إقامة في الولايات المتحدة ، ومنزل جديد والكثير من المال |
..Kadillak'ı, evi ve teknesi olan önemsiz, sefil hıyarlar olarak kaldılar. | Open Subtitles | أصبح شخصاً أحمق مثيراً للشفقة بسيارة كاديلاك جديدة، ومنزل وقارب |
Pandaların, hipopotamların ve sürüngenlerin sıcak evi. | Open Subtitles | لديهم الباندا وأفراس النهر ومنزل زواحف جميل |
"Arabam, evim, ailem var, "hepsinin de parası ödendi, siktir git." | Open Subtitles | لدي سيارة ومنزل وعائلة، وكل شيء مدفوع حقه, لا أبالي |
Hayır, göğüs uçlarım delik ve Fas'ta evim var çünkü ben John Wayne'im. | Open Subtitles | لا,انا املك حلمات مثقوبة ومنزل في المغرب لأنني جون واين. |
Koşulsuz sevgi, ve bir yuva verdiniz. | Open Subtitles | مقابل الحب غير المشروط ومنزل ادعوه المنزل |
Güzel bir işin var. Güzel bir araban. Güzel bir evin. | Open Subtitles | لديك عمل رائع ، وسيارة رائعة ، ومنزل رائع |
Suntiago'yu ve Ronnie Miller'in evini aramak için mahkeme emri çıkartana kadar kanıtlar yok olabilir. | Open Subtitles | بنفس الوقت حصلنا على اذن بتفتي شركة "سانتياغو" للتجهيزات ومنزل "روني ميلر" الخاص, اي ادله لربما اختفت الآن. |
Yani Ana'nın bir iş bulup kendi evine yerleşinceye kadar olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أعني يقول أن الأمر مؤقت وحسب حتى تحصل على وظيفة ومنزل خاص بها |
Bay Patrick'in böyle bir karısının olmasına ve... ve böyle güzel bir evinin olmasına inanamıyordum. | Open Subtitles | أنا لم أكن أصدق بأن السيد باتريك تحصل على زوجة مثل تلك ومنزل مثل هذا |
Bizim evimizi, komşuların evlerini düşündüm, hepsi birbirinin aynısı yeşil çimenler, su püskürtücüler ve kapıda station arabalar. | Open Subtitles | . لقد اعتقدت ان منزلنا ومنزل جيراننا متشابه . بهذه الستائر الخضراء والمفارش . وأن هناك موقف سيارات بالخارج |