"ومهمة" - Traduction Arabe en Turc

    • ve önemli
        
    • görevi
        
    • önemli ve
        
    • görev
        
    • önemli biri
        
    Anlamlı ve önemli olduğunu düşündükleri şeye katkı sağlıyorlardı ve bir fark yaratıyorlardı. TED لقد قدموا مساهمة، تغيير، مساهمة اعتقدوا أنها معبرة ومهمة
    Ama kurallarımız var. Amiriyle ajanı arasındaki ilişkiyle ilgili çok açık ve önemli kurallar. Open Subtitles قواعد واضحة ومهمة جدا التي تحكم علاقة بين العامل وثروته.
    Erkeğin görevi poleni dağıtmak, kızınkiyse onu büyütmektir. Open Subtitles الزهر والنحل مهمة الرجل نثر حبوب اللقاح ومهمة المرأة تربيتها
    Şu an siz, Browning Reed ve Meclis görevi arasındaki bağlantıları örtbas ediyorum. Open Subtitles الآن، أنا أمحي أي إتصال بينك، وبين براوننج ريد ومهمة الكابيتول
    Artık kadınların dünyadaki en önemli ve güçlü siyasi güç olduğuna inanıyorum ama bunun sadece anlık bir şey olmadığından nasıl emin oluruz? TED اعتقد أن النساء الآن هم أكبر قوة سياسية فعالة ومهمة في العالم، لكن كيف نضمن أن هذه ليست مجرد لحظة عابرة؟
    Seni parça parça görev görev parçalayacağım. Open Subtitles وأنا سأخذك بعيداً قطعة تلو قطعة ومهمة تلو المهمة
    Çoktan sana almıştım, bu yüzden... Güzel bir çanta, şık ve önemli olduğun için. Open Subtitles ...لقد إشتريتها مسبقاً لكِ، لذا إنها حقيبة فاخرة، لأنكِ راقية ومهمة
    Biliyorsun, ben hiç büyük ve önemli şeyleri umursamadım. Open Subtitles أتعلمين, لم أزعج نفسي بأمور كبيرة ومهمة
    Her zaman sevildiğimi ve önemli biri olduğumu hissettirdi. Open Subtitles لطالما جعلني أشعر بأنني محبوبة ومهمة
    (Gülüşmeler) Ancak bu nedenler aynı zamanda onu bu kadar büyüleyici ve önemli yapıyor. TED (ضحك) لكن تلك الأسباب على الأقل هي أيضًا الأسباب التي تجعلها مدهشة ومهمة.
    - Konuyla ilgili ve önemli. Open Subtitles انها متعلقة بالقضية ومهمة
    Acil ve önemli bir durum. Anladın mı? Open Subtitles إنها عاجلة ومهمة, هل تفهم؟
    Onun ünlü bir sözüdür: "Her bir taş blok içinde bir heykel barındırır ve heykeltraşın görevi bunu ortaya çıkarmaktır." TED هذه مقولة مشهورة نقلاً عنه: "كل كتلة حجرية تحمل في داخها تمثالاً ومهمة النحات هي أن يكتشفه".
    Bu organizasyonun görevi bunun olmamasını sağlamaktır. Open Subtitles - ومهمة هذه المنظمة -التأكد من عدم حدوث ذلك
    Her arının bir görevi, bir rolü vardır. Open Subtitles كل نحلة لها المكان المناسب ومهمة خاصة
    Ya Odelle Ballard cesur br kahramandır, bu ülkeye hizmet için çok önemli ve tehlikeli bir görevi yerine getirdi diyeceğiz Open Subtitles ونحن نقول إما Odelle بالارد هو البطل الشجاع، عميلة قيمة الذي كان يؤدي وخطير ومهمة هامة في خدمة لبلدها،
    Yaptığımız işi abartma güdüsü sayesinde büyük problemler büyük, önemli ve de hepsinden öte pahalı çözümler gerektirir gibi gözükür. TED شعورنا بتعظيم الذات ترى أن المشاكل المهمة الكبيرة تحتاج لحلول كبيرة ومهمة وفوق كل شئ حلول مكلفة ترفق بها.
    Bu çok çok önemli ve özel bir şarkı o zamanki siyahiler için anlamlı. Çünkü bu şarkı verilen sözlerin tutulmadığını haykıran bir feryattı. TED الآن، تلك أغنية مألوفة ومهمة على وجه التحديد للأشخاص السود فى ذلك الوقت، لأنها كانت الأغنية التي اختاروها لتغيير الكلمات كنوع من الاحتجاج، لقول أن الوعود لم تُنفذ
    Seni parçalarını ayıracağım, tane tane görev görev. Open Subtitles وأنا سأخذك بعيداً قطعة تلو قطعة ومهمة تلو المهمة
    Aksine zor ve tehlikeli bir görev. Open Subtitles بل على العكس،أنه صعب ومهمة خطرة
    - Beni kara cahil, taşralı bir aptalın teki ve kendini de çok akıllı ve çok önemli biri sanabilirsin. Open Subtitles والتي لا تدرك شيئاً وأنك حذقة للغاية ومهمة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus