"ومِن" - Traduction Arabe en Turc

• ve
• da
• de
• Sonra

Bir sakıncası olduğunu düşünmedim. Sonra tuvalete gitti ve ortadan kayboldu.
ومِن ثمّ ذهبت إلى الحمّام، والأمر التالي الذي أعرفه أنّها اِختفت.

Bak, ben senin için ve onun için buradayım, tamam mı?
اسمعي، أنا هنا من أجلكِ ومِن أجلها، حسناً؟ أيّ شيءٍ تحتاجينه.

ve Sonra kuzeye doğru, kule tarafından buraya, buraya ve buraya gitmiş
ومِن ثمّ ذهبت إلى الشمال مِن خلال البُرج الذي هنا، هنا، وهنا.

Önce beni hapse attırıyorsun, Sonra da çocuklarımı elimden alıyorsun.
أوّلاً، تزجّ بي في السجن، ومِن ثمّ تأخذ أطفالي منّي.

Sonra da buradaki kırışıklıklar üzerinde çalışmaya başlarım ve göz altı morluklarınla.
ومِن ثمّ، يُمكنني العملُ على هذه التّجاعيد هُنا وعلى الظِّلال أسفل عينيكِ

Ben de silahı daha Sonra ondan kurtulacağına inandığım birine verdim...
ومِن ثمّ أعطيته لشخص ظننتُ أنّ بامكاني الثقة به للتخلص منه:

..yardım edeceğini düşündüm ama birden silahlar patlar ve beni öldürmeye çalışırlar.
ومِن ثمّ المكسيكيين الذين ظننتُ أنّهم يُساعدوني، سحبوا فجأة مُسدّساتهم وحاولوا قتلي.

Daha Sonra tuğlayı şekillendirmek için kullanın, ve Sonra bir fırında ateşlersin.
ومِن ثمّ تستخدمون تلك المواد وتصنعونها على شكل قالب وتضعونها في فُرن

Sonradan gittiğinde umurumda olmasını istemiyorum..... sadece yattığım ve Sonra kendime kızdığım bir biri olmanı istiyorum.
لا أريد أن أبالي لأي شيء عندما ترحل غداً.. أريدك أن تكون رجلاً نمت ليلة معه ومِن ثَمَّ رحل.

"Heidi"yi okuduğumuz zamanları hatırlıyor musun? ve peyniri şöminede eritmeye çalıştığımızı?
أتتذّكرين عندما قرأنا "هايدي" ومِن ثم حاولنا إذابة الجبنة في المدفأة؟

Bunu elde etmek için de, cinayet işlediğini düşündüğü dört kişiyi evine davet etti ve Sonra da kışkırttı onları.
ومِن أجل تحقيق ذلك، قام بدعوة أربعة يتعين على أحدهم قتله في منزله ثم تكون جهنم له

Sonra o gün de her zamanki gibi geçiyor, eve geliyorum ve her şey başladığı yere dönüyor.
ومِن ثم أكمل يومي وأذهب لمنزلي، وكل شيء عاد كما كان.

ve bu aile de ileride başka ailelere dönüşecektir.
ومِن ثم ستذهب عائلتنا وتصنع عائلاتٍ أكثر.

ve deniz kabuğu yemenin, değişik türlerde kıyafet giymenin yasak olduğunu da.
ومِن أكل الأسماك الصدفيّةِ، مِن لِبس الملابسِ ذات الأنسجةِ المُمزوجة.

Gidiyorsun oraya yüzsüz bir şekilde bütün kuralları çiğniyorsun Sonra da gelmiş seninle bunu paylaşacağımı düşünüyorsun!
لا يمكنك أن تذهب إلى هناك, وتهزأ بالقوانين، ومِن ثُمّ تعتقد بأنني سأتقاسم معك