Duştan çıktım, pencereden baktım ve çöpçünün dosdoğru bana baktığını fark ettim. | Open Subtitles | فخرجت عندئذ من حوض الاستحمام ونظرت من النافذه .ووجدت ان الزبال كان ينظر الي |
Ve daha sonra bir patlama sesi duydum ve pencereden dışarı baktım ve her ikisinin de kaçırıldığını gördüm. | Open Subtitles | ثم سمعت انفجار ونظرت من النافذة ورأيتهم يختطفون |
Şehir merkezinde bir yerde otururken cama baktım ve "Tanrım, orada" oldum birden. | Open Subtitles | كنت في المقهى ونظرت من النافذة لأجده أمامي |
Beni ziyaret ettiğiniz dairemin camından dışarı baktım. | Open Subtitles | ونظرت من النافذة الى خارج شقتي تلك التي زرتيها |
Yatakta uzandım ve gözlerimi kapatmaya çalıştım, ancak uyuyamadım, ben de kalktım ve pencereden dışarı baktım sadece karanlığı gördüm. | Open Subtitles | ذهبت إلى الفراش وحالت أن أغلق عيني ولكن لم استطع النوم لهذا نهظت ونظرت من النافذة |
Bir gün, yüzerken mavi suyun derinliklerine baktım ve... bir köpek balığı gördüm Uzaktan bana doğru yüzen bana doğru gelen kahrolası bir canavar | Open Subtitles | في أحد الأيام كنت أسبح عائدا من القعر ونظرت من خلال ذلك الماء الأزرق ورأيتُ سمكة قرش، كانت أشبه بالوحش |
Ve orada bir süre yattıktan sonra, uyandım, etrafa baktım ve... | Open Subtitles | ،وبعد أن كنت طريحا لفترة ...استيقظت، ونظرت من حولي |
Sonraki sabah uyandığımda pencereden baktım ve Walter hâlâ o ağacın tepesindeydi. | Open Subtitles | وفي الصباح التالي، صحوت ونظرت من النافذة وكان (والتر) لا يزال أعلى تلك الشجرة |
- Şey bir sabah kahve yaparken pencereden dışarı baktım... tam karşıda bir daire vardı. | Open Subtitles | ... في صباح أحد الأيام كنت أحضر القهوة ونظرت من النافذة هناك مبنى شقق قبالة المحكمة |
Kalktım ve pencereden dışarı baktım. | Open Subtitles | استيقظت، ونظرت من النافذة |