Ben de onun için bunu fotoğraflamaya karar verdim Ve bu da yarattığım şey. | TED | قرّرتُ إذاً أنْ أصوّرَ الخنفسة لهُ وهذهِ هيَ الصّورةُ التي التقطتها. |
Ve bu da 6 Ekim tarihli üçüncüsü. | Open Subtitles | , وهذهِ هي الثالثة وهي مؤرخة في الـ 6 من أكتوبر |
O zaman sanırım hiçbir yere gitmiyorum Ve bu el ben nereye gidersem oraya gelir. | Open Subtitles | حسنٌ ، إذن ، أحزر بأنّي لن أذهب إلى أيّ مكان وهذهِ اليد ، ستذهب إلى حيث أذهب. |
İşte kaçak Jang Tae San'ın görünüşü. | Open Subtitles | وهذهِ صورة لـ الهارب جانج تاي سان |
Diziyi ilerleterek denkleme dönüştürdüm Ve bu beni tam bu tarihte, bu saatte bu koordinatlardaki bu kumsala tam bugün getirdi. | Open Subtitles | أضفتُ المتتالية إلى المعادلة وأتيتُ بهذا التاريخ وهذا الوقت وهذهِ السلسلة من الإحداثيات التي قادتني إلى هذا الشاطئ |
Ve bu örtüler, birbirleriyle buluştuklarında İstasyon Şefinin söylediği bir şifreymiş. | Open Subtitles | وهذهِ اللحافات كانوا علامة يضعها ناظر المحطة ليخبرهم أينَ سيقابلهم. |
Ve bu yıl okuldaki son senem. Bu hayatımın en iyi yılı olabilir! | Open Subtitles | وهذهِ آخر سنةٍ لي بالمدرسة قد تكون أفضل سنةٍ بحياتي! |
Bu makineler kendilerinden daha zeki makineler yaratmak için kullanılacaklar Ve bu döngü artarak devam edecek, ta ki tüm fikirlerimiz ve beyinlerimiz işe yaramaz birer parça hâlini alana dek. | Open Subtitles | وهذهِ الآلات في دورها ستخترع آلات جديدة أكثر ذكاءً منها، وعلى هذا المنوال، حتى تصبح فكرة كوننا بشر، ويصبح العقل الذي بداخل كُل منّا مُهمل. |
Suçlama sadece 14 tanesini içeriyordu Ve bu 14 fosil, 7 bölgeden toplanmıştı. | Open Subtitles | ... هذا الإتهام يُغطي أربعة عشرة منهم وهذهِ الأحفوريّات الأربعة عشر جُمِعت من سبعةِ مواقِع |
Ve bu önemli bir görev. | Open Subtitles | أنتَ المُراقب وهذهِ وظيفة مهُمة جداً |
Ve bu da köpeğim Gypsy, ve kedim Tullio. | Open Subtitles | وهذا كلبي "جيبسي"وهذهِ قطتي"تيليو". |
Çünkü değişim geçiriyorsun Vicki. Ve bu tek başına yapmak istemeyeceğin türden bir şeydir. | Open Subtitles | لأنكِ تمريّن بطور التحول ، (فيكي) وهذهِ مرحلة ، لنّ تُحبذي خوضها وحدكِ. |
Ve bu korkak arkadaşımız, | Open Subtitles | وهذهِ الجبانةُ بالتحديد، |
Ve bu sefer, azıcık daha az şefkatli olacağım. | Open Subtitles | وهذهِ المرة سأكون أقل خيراً |
Ben Dedektif Deeks, bu da partnerim Kensi Biye, NCIS. | Open Subtitles | أنا التحري (ديكس) وهذهِ شريكتي التابعة للقوةِ البحرية (كينزي بلاي) |
Ben Ajan Leonard. bu da Ajan Elmore. | Open Subtitles | أنا العميل (ليونارد)، وهذهِ العميلة (إيلمور) |
bu da "Dickie" Burke'ün üst derisinden bir parça bulutsuz bir gecede, araba aküsünden elektriklenmiş. | Open Subtitles | ،(وهذهِ من (ديكي بورك الذي صُِعق من بطارية السيارة في ليلةِ صافية |
Kendisi Cal Lightman, bu da iş arkadaşı Ria Torres. | Open Subtitles | -من هذا ، الذى بالداخل؟ -إنه (كال ليتمان) , وهذهِ مُساعدته ، (ريا توريز). |
İşte kaçak Jang Tae San'ın görünüşü. | Open Subtitles | وهذهِ صورة لـ الهارب جانج تاي سان |