Ardından oturursunuz Ve kısa bir süre beklersiniz, çünkü ordudasınızdır. | TED | ومن ثم تجلس .. وتنتظر قليلاً وهكذا دوما في الجيش |
Ve 2002 Kasım ayında tanıştık Ve şimdi Aicha nasıl geliştiğini anlatacak. | TED | وهكذا التقينا في نوفمبر 2002 و عائشة ستخبركم الان كيف كان ذلك |
Soldaki banyo beş gün sonrası Ve sağdaki ise 10 gün sonrası. | TED | وهكذا الحوض على اليسار هو بعد خمسة أيام، وعلى اليمين، بعد 10. |
yani tahmin edebilirsiniz ki, anlık karar vermek zorunda olan polis memurları için bu fazlasıyla zarar verici olabilir. | TED | وهكذا يمكنكم تخيل، رجال الشرطة الذين عليهم اتخاذ قرارات فورية يمكن أن تكون في مركز صنع القرارات الضارة جدًا. |
Ve merhameti en kolay şekilde dostlarımıza Ve arkadaşlarımıza genişletebiliriz. | TED | وهكذا ، هي الإستعداد لتوسيع نطاق الشفقة إلى الحلفاء والأصدقاء |
öyle deniyor çünkü çok eski zamanlarda, cadılar burada toplanarak parti yapıp, iksir içer Ve insanları uçan maymunlara dönüştürürlermiş. | Open Subtitles | والذي سمي هكذا لأنه كان في قديم الزمان مكان تجمع للساحرات للاحتفال وتناول الجرعات وتحويل الناس الى قرود طائرة وهكذا |
İşte böyle. Ve sonra bir az daha hızlanıyoruz, biraz daha Ve bir az daha hızlı. Vesaire vesaire. | TED | مثل تلك. وعندها نسرع قليلاً ونسرع ونسرع قليلاً. وهكذا دواليك. |
Ve 2020 itibariyla Harry Cobb, ben Ve diğerleri, Afrikan-Amerikan Müzesini inşa ediyoruz. | TED | وهكذا في عام 2020، هاري كوب وأنا وآخرون نُنشئ المتحف الأفريقي الأمريكي الدولي. |
Burada Ulay'la tanıştım Ve aslında âşık olduğum kişi oydu. | TED | وهكذا تقابلت مع أولاي، وكان الشخص الذي وقعت في حبه. |
yani bu yüzden gitmeye hazır olduğumu düşünerek tamamen net olabilirim fakat kazara bir dokunaça dokunuyorum Ve yanlışlıkla kendimi şokluyorum. | TED | وهكذا يمكنني أن أكون واضحًا تمامًا، التفكير بأنني مستعد للبدأ، لكن عن طريق الخطأ ألمس المجس وبدون قصد أقوم بصدم نفسي. |
Bu hikâye, orta Avrupa'daki köylülerin ormanları Ve otlakları nasıl yönettiğini anlatıyor. | TED | وهكذا استطاع القرويون في العصور الوسطى في أوروبا من إدارة المراعي والغابات. |
Firmanın konsepti ise geçmişte yapılmış olan analog süreçleri zurbağa zıplayışı ile geçecektik Ve dosdoğru dijital prodüksiyonun içine dalacaktık. | TED | وكان هدف الشركة ومفهومها ان نقفز فوق الماضي قفزات كبيرة بأن نتجاوز التصوير البصري وهكذا .. الى الصناعة الرقمية مباشرة |
yani kuşların olmama ihtimali etrafta gezinerek yok olmuş gibi görünen çayırkuşlarını arayan bazılarımız için az çok temel oldu. | TED | وهكذا فان مسألة ألا يكون لدينا طيور أصبحت جوهرية لأُولئك الجائلين منّا بحثاً عن طيور قبرةالمروج والتي يبدو أنّها اختفت. |
yani soru şu ki: tasarımcılar için ilk soru nedir? | TED | وهكذا فالسؤال هو ، ما هو السؤال الأول للمصممين؟ |
Şüphesiz diğerlerine de yaptığı gibi, bir şekilde güç yüzüğünün enerjisine kilitlenmiş olmalı. | Open Subtitles | لقد حدد مكان طاقة خاتمك بطريقة ما، وهكذا فعل مع الآخرين بلا شك. |
Barışçıl insanlar Ve rehin tutulmaya bu şekilde tepki veriyorlar. | Open Subtitles | .انهم مسالمين, وهكذا سوف يردون عليك .كي تبقى رهينة محتجزة |
Çıkıp bunu bir deneyle sınamak istemiş. öyle de yaptı. | TED | فأراد ان يقوم بتجربة بخصوص ذلك وهكذا فعل |
İşte böyle yürüyor. Fakat kendimize baktığımızda | TED | وهكذا يسير هذا الرجل الآلي .. ولكن عندما تنظر إلينا نحن .. |
dolayısıyla yardımcılarım bir mendil bulundurma Ve kaşlarımı düzelttirmem konusunda ısrar ediyorlar. | Open Subtitles | لذا فهم يأكدون عليّ بأن أحضر منديلاً وهكذا يكون لدي حاجبان مرتبان |
Gördüğünüz gibi, yalan söylemek aslında gelişme sürecinde tipik bir adım | TED | وهكذا كما ترون، الكذب هو في الحقيقة جزء تقليدي للنمو والتطور. |
Sorun yok dostum, Dee birkaç fıkra anlatır, millet de güler falan. | Open Subtitles | لا بأس, يا صاح. ستلقي عدة نكت, ثم سوف نزيِّف الضحكات, وهكذا. |
Nihayet toprak altındaki 129 saatlik esaretten sonra özgürlük görünmeye başladı. | Open Subtitles | وهكذا بعد 129 ساعة من دفنه حياً حريته تلوح في الأفق |