"وهي على" - Traduction Arabe en Turc

    • ve
        
    Dul, halihazırda iki oğlan doğurmuş ve dediklerine göre de çok sevişgenmiş. Open Subtitles كونها هي الاخرى أرملة وقد أنجبت أبنين وهي على مايقولون حساسة للغاية
    Evet, hayır, kalabalık olduğunu ve pis koktuğunu söylerdi ve haklıda. Open Subtitles نعم، لا وقالت انها مزدحمه وان رائحتها كريهه وهي على حق
    Önümüzdeki trende hamile bir kadın var ve şu anda doğum yapıyor. Open Subtitles القطار الذي أمامنا يحمل على متنه امرأة حامل وهي على وشك الولادة
    ve eğer otobüs duracaksa ve otobüs durağından 3 metre uzaklıktaysa içeride mahkum kalıyordunuz. TED وإذا كانت الحافلة ستتوقف وهي على بعد ثلاث امتار عن محطة الحافلات، فأنت مجرد سجين.
    İşte bu spektrumdur hepimizin bağlanabileceği ve birlikte insan olmaya dair mücadelelerimiz için çare arayabileceği. TED وهي على تلك السلسلة حيث نستطيع التواصل جميعًا ونسعى للتعافي معًا من أجل صراعاتنا مع الإنسانية.
    Prensipler çok basit ve küresel çaptalar, bence evrensel prensipler. TED وهي مبادئ بسيطة، وهي على الصعيد العالمي، أعتقد أنها مبادئ عالمية
    Annesinin şimdi güvenceli bir işi var, kardeşleri lisede iyiler ve kendisi üniversitede hemşirelik bölümünü bitirmek üzere. TED لدا والدتها اليوم وظيفة آمنة، وأشقاؤها يبلون حسنصا في المدارس العليا وهي على وشك الحصول على شهادة التمريض في الجامعة.
    2004 yılında Irak içinde yayın yapan ve Irak'daki gelişmeleri aktaran Alhura Irak kuruldu. TED وفي عام ٢٠٠٤ اطلقت قناة الحرة عراق ، وهي على وجه التحديد تتعامل مع الأحداث التي تقع في العراق وتبث الى العراق.
    Sudan çıkmış balık gibi kıvranan ve birazdan evden çıkacak olan pilicin adı da Melanie! Open Subtitles ..هذه الفتاة التي رأيتها تخبط الأرض هناك ميلاني وهي على وشك أن تغادر
    Stan, Bayan Brummel ağır bir kanser hastası ve şu an yoğun bir tedavi altında. Open Subtitles ستان،سّيدة بروميل شخّصَت بالسرطانِ، وهي على الكثير من الدواءِ في الوقت الحاضر.
    ve şimdi o hayatta, bana hamile. Open Subtitles والآن إنها هنا وهي على قيد الحياة، وهي حامل بي
    Ben bir seçim sürecinin ortasındayım. ve git gide yaklaşıyor. Open Subtitles أنا في منتصف الإنتخابات، وهي على الأبواب.
    Görünüşe göre Maggie bu çalılıklara emeklemiş buraya kusmuş ve üç tekerleklisini duvara çarpmış. Open Subtitles ماجي زحفت من هنا داخل هذه الشجيرة بصقت هنا، وارتطمت بهذا الحائط وهي على دراجتها
    Erkek arkadaşı Sona'da ve O'nu içeriden çıkaracak herşeyi yapabilir. Open Subtitles صديقها بسجن سونا وهي على استعداد لفعل أي شئ لإخراجه من هناك
    ve o haklı, akşam için dondurma alamazsın. Open Subtitles وهي على صواب لا تستطيع تناول الايس كريم على العشاء
    Yakışıklı bir adam koridorda kendinden emin bir şekilde hızlıca yürüyor ve nikahın tam ortasında "durun" diyor. Open Subtitles رجل وسيم يجتاح القاعة ليخبرها أن توقف العُرس وهي على المذبح
    Küçük şirketler ve şahıslara verilen kredilere bakıyor ve yakında bir terfi alacak. Yani... Open Subtitles تتولى أمر قروض المشروعات الصغيرة والمنازل وهي على وشك الترقية
    Bu faylar kör fay olarak bilinir ve belki de hepsinden daha tehlikelidirler. Open Subtitles تُدعى الشقوق المخفيّة، وهي على الأرجح الأخطر من بينها جميعاً.
    Viceroy otelde ve ödemek için can atıyor. Open Subtitles انه في فندق الفايسروي وهي على استعداد لدفع
    Fakat bu alet çalıştıkça ve kadın da dünya üzerinde olduğu sürece uydular onu görecektir. Open Subtitles ارسلها الى القمر لكن ما دام هذا الشئ يعمل وهي على كوكب الارض سيكون بأستطاعتهم رؤيتها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus