Bu yüzden, elbette, yapılan araştırmaların bunu tüm hastalar için daha verimli ve uygun maliyetli hâle getirmesini istiyoruz. | TED | لذا بالطبع، نود أن نري بحثا يتم الآن لجعل ذلك أكثر فعالية ويزيد القدرة على تحمل التكاليف لكل المرضى. |
Vücudun gelişmesine, kalçaların genişlemesine ve vücudu regl ve hamileliğe hazırlamak için rahmin kalınlaşmasına yardımcı olur. | TED | فهو يساعد الجسم على التطور ويزيد عرض الوركين ويكثّف بطانة الرحم، لتهيئة الجسم للحيض أو الحمل. |
Eğer onları ısıtırsak direkt atmosfere doğru süblimleşecek ve Dünya’da olduğu gibi atmosferi kalınlaştıracak. | TED | ولو قمنا بتسخينه، سيتصاعد مباشرة إلى الجو ويزيد سمك الجو بنفس الطريقة التي يقوم بها على الأرض. |
Sonra Ahmetabad'da 30.000 çocuk ve büyüyor. | TED | ثم 30,000 طفل في أحمدأباد, ويزيد العدد. |
Bu tür bir stres kan basıncını artıracak ve damar hasarını daha da kötüleştirecektir. | Open Subtitles | .يرفع من ضغط الدم لديه ويزيد من تضرر المخ |
İki yumurta birleşince her iki renkten de birer yumurta azalıyor ve üçüncü renk sayıca bir artıyor. | TED | عند دمج بيضتين، عدد البيوض من كلا اللونين يتناقص بنسبة واحد لكلٍ منها، ويزيد عدد اللون الثالث الناتج عنهم بنسبة واحد. |
ve her yeni konak tam gelişmiş bir salgının ihtimalini arttırır. | TED | ويزيد كل عائل جديد الاحتمالية لإحداث وباء كامل. |
İşçiler daha fazla ağırlık yükleselerdi. Üst katlardan gelen baskı yapıyı çökertirdi ve kaçınılmaz olarak eğimi artırırdı. | TED | لو زاد العمالُ في الوزن، لأدى الضغط الناتج من الأدوار العليا إلى انغماس البناء في الأرض ويزيد زيادةً قاتلةً من الميْل. |
Bu son gönderide 870 bin yorum ve artan bir şey var. | TED | هناك تقريباً 870.000 تعليق ويزيد على آخر تدوينة. |
İyi bir işin olacak ve uygun bulduğun bir maaş. | Open Subtitles | إنها وظيفة رائعة براتب محترم سيكفيك ويزيد |
İyi bir işin olacak ve uygun bulduğun bir maaş. | Open Subtitles | إنها وظيفة رائعة براتب محترم سيكفيك ويزيد |
İçmenizin faydası olur terlemeniz ve dışarı atmanızı sağlar | Open Subtitles | يتوجب عليك أن تشرب , فسوف يساعدك سيجعلك مبسوط, ويزيد قدرة التحمل |
Asitten 51 kez daha halojenik ve ekstaziden 51 kat daha patlayıcı. | Open Subtitles | أكثر هلوسه من الحامض بمعدل 51 مرَّه ويزيد عن معدل النشوه الطبيعه بمعدل 51 مرَّه |
Nesneyi gözlemlediler ve onun rota değiştirip hızlandığını farkettiler. | Open Subtitles | فتعقبوا ذلك الجسم، وتنبهوا إلى أنه يغير وجهته ويزيد سرعته |
Bapu, bunun nefreti azaltacağını ve saygıyı arttıracağını söylüyor. | Open Subtitles | بابو يقول اذا فعلنا ذلك فسيقلل من كرهه لنا ويزيد من احترامنا |
"Sen yanımdayken bulutlar birbirinden kopuyor, güneş daha da parlıyor ve aşkın kalbimi içten içe yakıyor. Saçmalık,saçmalık,saçmalık. | Open Subtitles | تتفرق الغيوم بقربك ويزيد سطوع الشمس النار تشتعل في قلبي ,فحبك هو شعلتها |
Evet. Zorlu bir iş durmak bilmeyen çenenle, daha da meşakkatli oluyor. | Open Subtitles | أجل، هذا بحث حثيث، ويزيد عسرًا بثرثرتك المستمرّة. |
Hiç de hafiflemiyor. Gittikçe daha da... | Open Subtitles | انه لا يصبح اسهل انه فقط يزيد ويزيد بالصعوبة |
Muhaliflerden Bernie Sanders da gerilimi arttırıyor. | Open Subtitles | ويزيد من التوتر هو والتحدي بيرني ساندرز. |
Bu da içinde oldukları suyun yoğunluğunu azaltıyor ve yüzmek onlar için kolaylaşıyor ve en az yüzde 40 daha hızlı yüzebiliyorlar. | TED | هذا يقلّل كثافة الماء المحيط بها، ويسهّل عليها السباحة، ويزيد من سرعة السباحة بمقدار 40% على الأقل. |