"ويعني ذلك" - Traduction Arabe en Turc

    • bu
        
    bu da bir anlamda bir tür kendini çoğaltma yöntemine sahip olduğumuzu gösteriyor. TED ويعني ذلك أنه يمكننا الحصول على نوع من التكرار الذاتي.
    bu şu demek; kiranızı 2-3 yıl boyunca ödüyorlar ve size dışarı çıkıp dünya ile ticaret yapmanızı sağlayacak nakdi veriyorlar. TED ويعني ذلك دفع إيجارك لعامين أو ثلاثة ومنحك سيولة مالية حتى تتمكن من بدء تجارتك.
    bu, bedenimle olan rahatsızlığım hakkında gerçeği kabullenmek zorundayım demekti. TED ويعني ذلك مصارحة نفسي مع عدم ارتياحي مع جسدي.
    bu demek oluyor ki, 28 yılın sonunda, büyükanneler ve büyükbabalar da dâhil üç nesli inceliyor durumdayız. TED ويعني ذلك أنه بعد 28 سنة سنقوم بتتبع ثلاثة أجيال من الدلافين متضمّنة الأجداد والجدات
    Verilerimizi ele geçiriyorlar. bu da o işten gelir elde edemeyiz veya hayatımızı daha iyi yönetmek için kullanamayız demek. TED يستولون على بياناتنا، ويعني ذلك أننا لا نستطيع تحويلها إلى نقود أو استخدامها لإدارة حياتنا إدارةً أفضل.
    bu demektir ki kan damarları içimizde her yere yayılmış, sadece derimizin altına değil. TED ويعني ذلك أن الأوردة الدموية موجودة في جميع أنحاء أجسادنا. وليس فقط تحت سطح الجلد.
    Evrenimiz genişlediğine göre, her şey birbirinden uzaklaşıyor ve bu da her şeyin kırmızı göründüğü anlamına geliyor. TED الآن، يستمر كوننا في التمدد، لذا فجميع الأشياء تبتعد عن بعضها البعض، ويعني ذلك أن جميع الأشياء تبدو حمراء اللون.
    Yani bu Alman Merkez bankasına paranızı verip sonra paranızı tutması için para ödüyorsunuz demek. TED ويعني ذلك أنك تعطي أموالك للبنك المركزي الألماني ثم تدفع فوائد لهم ليحتفظوا بها لك.
    bu da emlerin genellikle şunları gördüğü anlamına gelir: Çok güzel ve lüks, ama masalar, zamanın çoğunu çalışarak geçiriyorlar. TED ويعني ذلك أيضًا بأن هذا هو ما تراه إمز في العادة، جميل وفاخر، ولكنه مكاتب -- إنها تعملُ معظم الوقت.
    bu yüzden bilgisayarınız "1" ve "0"larını karıştıracak, ve bu da çakılmasına sebep olacak. TED ويعني ذلك أن جهاز الكمبيوتر الخاص بك ستصبح والآحاد والأصفار فيه مختلطة ، وهذا سوف يحطم الجهاز.
    bu yüzden birçok yanlışı düzeltmeliyiz yeterince akıllı olmalıyız bu gerçekten tehlikeli ve riskli ve zor işi yapmak için yani olabildiğince iyi yapabilmek için. Open Subtitles للقيام بذلك خطير حقا ومخاطرة وعمل صعب تعرفون أفضل وسيلة هي العمل بما في وسعنا. ويعني ذلك تجمع الناس معا ويتعلموا
    bu da şu demek, Ruthie Draper saat 6'da gelip seni alacak. Open Subtitles ويعني ذلك بأن روثي درابر, ستقُلك في الساعة السادسة
    bu durumda ona olan küçük kızın yaşadığı başka birşey olabilir. Open Subtitles ويعني ذلك أن ما حدث له كان الشيء الذى واجهته البنت الصغيرة
    Tıp fakültesine gitmemiş olabilirim, ...ama sertifikalı doktor asistan lisansım var, ...bu da doktorluk yapabileceğim anlamına geliyor. Open Subtitles مع أنني لم أذهب الى المدرسة الطبيه لكنني أحمل رخصة تثبت أني طبيبة مساعده,ويعني ذلك انني أمارس الطب
    Çantamın çok büyük olduğunu söylediler ve... hayvanmışım gibi üzerimi aradılar ki bu MacBook Air'ımı ve iPad'imi... dizimde tutmak zorunda kaldığım anlamına geliyor. Open Subtitles قالوا أن حقيبتي كبيرة جداً وجعلوني أتفقدها ،مثل الحيوان ويعني ذلك أن علي ،أن احمل لابتوبي
    Yani bu fikirlerini destekleyen sağlam kanıtlar bulunmadığını söylüyorlardı. Open Subtitles وأفكاره عن الضوء والجاذبية كالتلويح باليد ويعني ذلك أن لم يكن هناك أي دليل مادي يستند عليه
    bu da demektir ki önerilen kumarhane yeri önceden ayrılan alanda olmayacak. Open Subtitles ويعني ذلك أن المكان المفترض للكازينو ليس في المكان المحجوز إطلاقًا
    bu da yasaları çiğneyen bir müşteriden oldun demektir. Open Subtitles ويعني ذلك بأن العميل الذي خسرته .كان يخرق القانون
    bu iş için sana ne kadar para verdiler? Open Subtitles بواسطة تسليمكَ له بطاقةُ ،الخروجِ من السجن دونَ مقابل ويعني ذلك يا أنهم مسيطرينَ عليك
    Şirketinden bir parça da ben aldım bu da demek oluyor ki ya işi bana verirsin ve o şerefsize karşı beraber mücadele edeceğiz ya da onunla bir olup beni alt etmeye çalışacaksın. Open Subtitles ،لديّ حصةٌ من شركتك أيضًا ويعني ذلك بأن يا عليك أن تعينني ،ونقاتل ذلك الوغد معًا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus