"ويمكنها" - Traduction Arabe en Turc

    • ve
        
    • kalabilir
        
    Bugün büyük veri yaklaşımı ekonomimizin büyük sektörlerini dönüştürüyor ve aynı şeyi biyoloji ve tıp alanında da yapabilir. TED اليوم، أساليب البيانات الضخمة تحول حتى أكبر القطاعات في اقتصادنا، ويمكنها عمل نفس الشيء في علم الأحياء والطب كذلك.
    Fakat gerçekte son derece kusursuz pilotlardır ve ihtiyaçları olan besini bulmaları söz konusu olduğunda yüzlerce kilometre uçabilirler. Open Subtitles ولكنهم في الحقيقة ضليعين جدا في الملاحة الجوية ويمكنها الطيران لمئات الأميال إذا أضطرت للبحث عن الطعام الذي تحتاجه.
    Pembe dudakları var ve bir seferde üç tane tekerlek yapabiliyor. Open Subtitles لديها شفائف ورديه ويمكنها القيام بـ ثلاث شقلبات ملتفه في الصف
    Ruhlar hakkında bir iki şey bilirim ve amaçsızca ortada dolanırlar. Open Subtitles أنا أعرف شيئا أو اثنين بخصوث الارواح ويمكنها التسكع في الجوار
    ve cevredeki kalsiyumu (Ca +2) kendilerine cekebilyorlar bir sira kalsiyum, bir sira karbonat koyuyorlar, kalsiyum ve karbonat ve bu sekilde devam ediyor. TED ويمكنها أن تأخذ الكالسيوم من المحيط، تضع طبقة من الكالسيوم ثم الكاربونات، الكالسيوم والكاربونات.
    Fare zeki ve nihayetinde labirenti çözüyor, ama çıkış yolunu kendini yırtarcasına arıyor. TED ان الفئران ذكية .. ويمكنها ان تحل المتاهة في النهاية وهي تقوم ببحث واسع
    ve aynı zamanda hücrenin atıkları ona eşlik eder ... ... ve eğer hasarlıysa, geri kazandırılır. TED ويمكنها أيضاً ان ترافقها الى حايويات المهملات في الخلية وتعيد تدويرها اذا كانت مُتضررة
    Vücutlarına, kendileri ile başbaşa kalmaya ve iki dakikaya ihtiyaçları var ve bu onların hayatlarında önemli değişikliklerle sonuçlanabilir. TED يحتاجون أجسامهم، خصوصية ودقيقتان ويمكنها بشكل ملحوظ تغيير مخرجات حياتهم.
    Sınıftan, aile ve medyaya kadar. ve gerçekten tıkanma ya da iyiye gitme konusunda fark yaratabilirler. TED من الصف للأهل لوسائل الإعلام، ويمكنها حقًا إحداث فارق سواء كنا سنختنق أم سننجح.
    Bu üç şey ise tamamen bize kalmıştır, ve bir şeyler yapmaya karar verirsek tüm dünyamızı değiştirebilir. TED أما هذه الأشياء الثلاثة، فهي تتعلق بنا بالكامل. ويمكنها أن تغير عالمنا برمّته لو أردنا فعل شيء حيال ذلك.
    Ancak tepede uçan robotlar bunu kolaylıkla kendileri fark edebilir ve sonra çiftçiye bahçenin bu kısmında bir sorun olduğunu raporlayabilirler. TED والروبوتات تطير فوقها ويمكنها إكتشاف ذلك بشكل تلقائي تم ترسل تقريرًا للمزارع بأنه لديه مشكلة في هذا الجزء من البستان.
    Bu sal aynı anda en fazla iki hayvanı taşıyabilir ve salı karşıya geçirmek için üzerinde en az bir aslan ya da antilop olması gerekiyor. TED ويمكنها أن تحمل ما يصل إلى اثنين من الحيوانات في وقت واحد وتحتاج على متنها على الأقل واحدًا من الأسود أو الحيوانات البرية لنقله عبر النهر
    Bu hastalıkta, bağışıklık hücreleri sinir hücrelerine saldırıyor ve bu da sizi kısmen veya tamamen felç bırakabiliyor. TED تعني متلازمة غيلان باريه أن نظام المناعة لديكم يهاجمُ خلاياكم العصبية ويمكنها أن تشل حركتكم جزئيًا، أو حتى كليًا.
    Evet, bizim türlerimiz birayı bal gibi tatlı yapabilir ve lezzetli keskin bir bira da yapabilir. TED ولكن هذه الفصيلة، تستطيع صنع بيره لها مذاق العسل، ويمكنها أيضا أن تجعل البيره ذات مذاق رائع ولاذع.
    Çünkü çok daha hızlı karar alabiliyor, çok daha fazla veriyi işleyebiliyor ve kararları alırken daha az duygusal davranabiliyor. TED وذلك لأن أجهزة الحاسب يمكنها إتخاذ القرارات بشكل أسرع، ويمكنها معالجة العديد من المعلومات ويمكنها معالجة القرارات بدون تدخل العواطف.
    Şimdi burada, blokların üzerine tırmanabilen robot görüyorsunuz, fakat aynı zamanda bu blokları kaldırıp hareket ettirebiliyor ve üzerinde bulunduğu yapıyı düzenlemeye başlayabilmektedirler. TED فهنا،يمكنكم رؤية آلي يمكنه تسلق قطع البناء بل أيضاً أن يرفع وينقل تلك القطع ويمكنها البدء في تعديل البناء الأصلي لها
    Elektrikleri vardı, ama başka birinin hattından kaçak çekilmiş yasadışı bir hizmetti, ve sadece cılız bir lambayı çalıştırabiliyordu. TED لديهم كهرباء، ولكنها كانت خدمة غير قانونية توصل من أسلاك شخص آخر، ويمكنها فقط إضاءة مصباح واحد ضعيف.
    Onlara her şeyin mümkün olduğu ve her şeyi başarabilecekleri mesajını vermeliyiz. TED يجب أن نخبرها أن كل شيء ممكن ويمكنها القيام به.
    Bu hücreler, bazen damarı tamamen tıkayacak kadar takılır ve birikirler. TED تتمزق الخلايا المنجليّة وتتراكم– ويمكنها في بعض الأحيان أن تسدّ الأوعية الدمويّة كليًّا.
    ve hiçbir şeyin bir grup insanı bir şarkı gibi bir araya getiremeyeceğini. TED ويمكنها ايضاً أن توحد مجموعة من الناس بصورة لا يمكن لأي شيء أخر أن يقوم بها
    ve o seviyor gibi o sürece kalabilir. Open Subtitles ويمكنها أن تبقي الى ما يحلو لها من الوقت

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus