"ويمكنهم" - Traduction Arabe en Turc

    • ve
        
    • edebilirler
        
    • onlar da
        
    • yapabilirler
        
    Böylece herkes çocukları tanır ve gördüğünde bildirir. Hemen başlayalım! Open Subtitles هكذا سيعرف الجمهور شكل الأولاد ويمكنهم الاتّصال إن رأوهم، مفهوم؟
    Hızlı ve güçlü uçuculardır ve birkaç gece içinde binlerce kilometre uçabilirler. Open Subtitles إنهم طيّارون سريعون وأقوياء، ويمكنهم السفر ألف ميل في غضون ليالٍ قليلة.
    Ama kurtulanlar artık geminin silahlarından etkilenmeyecek kadar yakınlar ve istedikleri gibi saldırabilecekler. Open Subtitles لكنّ الناجون أقرب من السفينة الآن ليتأثروا بأسلحتها، ويمكنهم مهاجمتها كما يحلو لهم.
    Bize yardım edebilirler. -Melman haklı insanlar ne yapılacağını bilirler. Open Subtitles الناس قادمون، ويمكنهم أن يساعدونا ميلمان على حق، الناس سيعرفون ما العمل
    İnsanlar geliyor. Bize yardım edebilirler. Melman haklı. Open Subtitles الناس قادمون، ويمكنهم أن يساعدونا ميلمان على حق، الناس سيعرفون ما العمل
    Beyaz Lotus'a bir bot hazırlatacağım onlar da sen hazır olur olmaz. Open Subtitles سأجعل اللوتس البيضاء يجهزون مركبا ويمكنهم أن يعيدوك ِ إلى مدينة الجمهورية حالما تكونين مستعدة
    Bunu yapmak istiyorlar ve yapabilirler de. TED بل يرغبون في الطيران بأنفسهم، ويمكنهم ذلك.
    Pekala, ben bu aileyi şahsen tanıyorum ve bizi hapse attırabilirler. Open Subtitles حسناً أنا أعلم هذه الأسرة شخصياً ويمكنهم إلقاؤنا جميعاً في السجن
    Bu ufak görevi benim için yapacak, ve sonrasında tekrardan kavuşacaklar. Open Subtitles يفعل هذه المهمة الصغيرة من أجلي ، ويمكنهم أن يكونوا سوياً
    Kendi tıbbi tesisleri varmış ve her şeyle ilgilenebilirlermiş, öyle dediler. Open Subtitles يقولون ان لديهم منشأة طبية خاصة ويمكنهم التعامل مع كل شيء
    - Davayı Santa Monica'ya taşırlar ve beyaz bir jüri bulurlar. Open Subtitles ويمكنهم أن يعيدوا المحاكمة لسانتا مونيكا ويحصلون على هيئة محلّفين بيض.
    İnsan kanıyla besleniyorlar ve hatta isterlerse insanları kontrol edebiliyorlar. Open Subtitles يتغذون على دم البشر ويمكنهم التحكم ذهنيًا بالناس إن شاؤوا.
    Dünyada yüzlerce ve binlerce genç insan duvarları yıkabilir, burayı daha iyi bir dünya yapabilir. TED مئات وآلآف من الشباب في مختلف أنحاء العالم يمكن أن يقوموا بذلك الأمر، ويمكنهم جعل هذا العالم أفضل.
    Sırtlarında da bir bilgisayar çipi var ve bu böcekleri laboratuvarda uçurabiliyorlar. TED لديها رقاقة كمبيوتر مربوطة في ظهورها، ويمكنهم التحكم في طيران هاته المخلوقات حول المختبر.
    doğru soruları sorarak, bu türlerin populasyon büyüklükleri, alt populasyonları ve populasyon yapıları hakkında bilgiler verebiliyorlar. Ama eldeki örnekler çok az. TED ويمكنهم ان يطرحوا أسئلة جيدة ويُمكنهم اخبارنا عن التعداد والقطعان والهيكلية لكنهم مُقيدين بنٌدرة العينات
    pek beceremediler, Özgürlük Heykeli'ni hâlâ deniz tutuyormuş gibi. ve sonra öğrenciler tekrar denediler, bu defa doğru yaptılar, doğru yaptıkları söylendi ve şimdi diğer soruya geçebilirler. TED إذن، يحاول الطالب مجدداً، والآن الإجابة صحيحة، يتم إخبارهم بذلك، ويمكنهم الاستمرار إلى الواجب التالي.
    Onları doğru sekansta, dizide sıralarlar, ve sonra size FedEx aracalığıyla gönderirler. TED ويقومون بجمعهم في التسلسل الصحيح، ويمكنهم إرسالها لكم مجدداً عبر فيديكس.
    Yılan ailesi güvenli bir şekilde hayvanat bahçesine sevk edildi ve hayatlarına oradaki tuvaletlerde devam edebilirler. Open Subtitles عائلة الثعابين أرسلت بأمان إلى حديقة الحيوانات، ويمكنهم عيش حياتهم هناك بالمراحيض هناك.
    Her gün Çinliye iyi bir yemek verirsen bir kıtanın altyapısını inşa edebilirler. Open Subtitles تعطي الصينييون وجبة جيدة كل يوم ويمكنهم بناء بنية تحتية لقارة
    Beni şikayet edeceksin ve onlar da beni tutuklayacak, aptal olduğumu mu sanıyorsun? Open Subtitles سوف تبلغ حكومتك ويمكنهم البحث عني و اعتقالي هل تعتقد أني غبي؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus