Kafanın içine girer ve korkunç fikirler fısıldar. | Open Subtitles | انه يدخل الي رأسك ويهمس بتلك الافكار المريعة |
Seni o kollarıyla sarar, ne kadar güzel olduğunu fısıldar. | Open Subtitles | يعانقك بذراعيه,ويهمس لك كم أنتى جميله |
Sonra Datak baskın yapar, kulağına fısıldar ve birden bilgi akar gider. | Open Subtitles | إلى أن يتدخل (داتاك) ويهمس في اذنك وفجأةتظهركل المعلومات. |
Bu dünyaya erişmek istiyor. Ve gözükara birisine ulaşıp fısıldıyor. | Open Subtitles | يودّ ولوج هذا العالم لذا يتودد ويهمس إلى اليائسين. |
"Bana gel" diye fısıldıyor ve karanlığa düşmeni sağlayıp ruhunu emiyor. | Open Subtitles | "ويهمس"تعالإليّ, و يحتجزك في الظلام و يمص روحك |
Karısına fısıldar: | Open Subtitles | :ويهمس لزوجته |
Sanki gece yatağımın üzerinde süzülüyor ve bana fısıldıyor. | Open Subtitles | يحوم فوق سريري في الليل ويهمس في أحلامي |