"و أنه" - Traduction Arabe en Turc

    • ve
        
    Bu tek tanrı bütün insanların eşit olduğunu ve kimsenin köle olmadığını söylüyor. Open Subtitles هذا الرب الواحد يقول أن جميع الناس سواسية و أنه لا وجود للعبيد
    ...O da... aşkın, müzikle aktarılması ile ve ayak alıştırması ile güzelleştiğidir. Open Subtitles .. أن الحب يأتي حاملاً معه الموسيقى و أنه يأتي خطوة بخطوة
    ve şunu eklerdi, "Eğer dönmezsem, istediğim budur, bu şekilde gitmek isterim." Open Subtitles و أنه لن يعود, هذا ما أردته. و مع ذلك يريد الإنطلاق.
    Geçen hafta ona rastladım ve o özür dileyip ne kadar değiştiğinden bahsetti. Open Subtitles حسنا، قابلته في الأسبوع الماضي و أبدى إعتذاره الشديد و أنه قد تغير
    Kesinlikle mahkemenin önündeki bayrakların yanlış bir düzende dalgalandığını belirten ve durmaksızın gönderdiğim mektuplardan birine verilen küstahça bir yanıttır. Open Subtitles لا بد و أنه رد ساخر آخر على رسالات الشكاوى المتعددة التي قدمتها بخصوص أن الأعلام التي أمام مبنى المحكمة
    Hakikaten pişman olduğunu anlamışlar ve onu özgür bırakmaya karar vermişler. Open Subtitles أنه صادق ، و أنه ندم بالفعل و قرروا إطلاق سراحه
    Eski eşinin, onun tüm parasını almak istediğini söyledi ve onu öldüreceğini söyledi. Open Subtitles و أن زوجته السابقةكانت تحاول الحصول على كل نقوده و أنه كان سيقتلها
    ve 10 dakika beklememi ve sonra polisi aramamı söyledi. Open Subtitles و أنه عليّ أن انتظر عشرة دقائق ثم أتصل بالشرطة
    Tanığın dediklerine inan ve bir gün oğlum her şeyi yoluna koyacaksın. Open Subtitles تحلى بالإيمان، الشاهد قد تحدث و أنه في أحد الأيام أنت ابني
    ve sadece iki yıl önce, insanlar bunun imkansız olduğunu söylüyordu. TED و أنه لسنتين سابقتين ، قال الناس بأن هذا مستحيل.
    İnsanların %98 i normal uygulamanın bu şekilde olması gerektiğini ve işlerin bu şekilde yürümesi gerektiğini düşündü. TED تسعة وثمانين بالمئة ظنوا حقيقة أن هذا يجب أن يكون إجراء روتيني، و أنه هكذا يجب أن تتم الأمور.
    Gerçek ise, onların fikirlerinin bayatladığı, bunun yanında diğer tüm dünyalarda grupları ve ekipleri daha etkin çalıştıran bu yeni fikirlerin olduğudur. TED الحقيقة أن أفكارهم بالية، و أنه توجد أفكار جديدة في عدة مجالات اخرى تجعل المجموعات والفرق تعمل بفعالية.
    Eğer mühendisler ve bilim adamları ilgilerini buna yoğunlaştırırlarsa... ...gezegeni nasıl etkileyebileceğimiz çok şaşırtıcı. TED و أنه إذا قام المهندسون و العلماء بالتركيز على هذا, إنه شىء مذهل كيف يمكننا أن نؤثر في الكوكب.
    Doktorlar hiçbir sorun olmadığını ve endişe etmemem gerektiğini söylediler, ama ben o kadar emin değildim. TED الأطباء أكدو لنا أنه لايوجد ما يستدعي القلق و أنه لايجب علي القلق و لكني لم أكن متأكدة من ذلك
    ve Rufus her zaman yaptığı gibi size beş telli, elektrikli viyolenseliyle doğaçlama çalacak. Onu dinlemek gerçekten çok heyecan verici. TED و روفوس سيقوم ببعض الارتجالات علي ألة التشيلو الكهربائي ذات الخمسة أوتار الخاصة به و أنه لمن الممتع الاستماع له
    Diyelim ki hoş bir plajda tatildesiniz. Çok büyük bir deprem olduğu ve sahile doğru ilerleyen bir tusunami olduğu haberi geliyor. TED إذن، أنت في اجازة على شاطئ ما لطيف، و يأتيك خبر وقوع هزّة أرضيّة هائلة و أنه هناك موجة تسونامي تتقدم ناحية الشاطئ.
    Ama bana bir çıkmaza girdiğini ve aradığı çekiciliği, konferansın adını yaşatan yıldız gücünü bulmakta zorlandığını açıkladı. TED لكنه أوضح لي بأنه في مأزق، و أنه كان يواجه صعوبة في ايجاد الجاذبية و النجومية التي يعرف بها المؤتمر.
    Tabi ki sizin evde olmadığınızı ve daha sonra aramasını söyledim. Open Subtitles أخبرته أنكما لستما في المنزل و أنه يستطيع الاتصال لاحقاً
    Farkında değil misiniz siz bu davada ana ve en mantıklı şüpheli olacaksınız? Ben tutuklanmanızdan korkuyorum. Open Subtitles أنه سينظر لك كالمتهم الرئيسى و أنه سيقبض عليك
    Hiç bir suçtan tutuklanmadım ve hakkımda kovuşturma açılmadı. Open Subtitles و أنه لم يتم قط اتهامى أو ادانتى فى أى جريمة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus