Belirli bir amacı var ve ileri doğru hereket ettiğini düşünüyor. | Open Subtitles | يخيّل له أنه يمشي إلى الأمام و أنّ له هدفا واضح |
Oyuncakların sana zarar verdiğini ve daha gerçek olmayan pek çok şeyi. | Open Subtitles | و أنّ ألعابكَ قد تعرّضك للأذى و مئات الأمور الأخرى الغير صحيحة |
ve şimdi de güneşin doğmasını, nehrin erimesini ve o kadının boğulmasını umuyorum. | Open Subtitles | . تُشرق الشمس ، و يذوب هذا النهر و أنّ تغرق تلك المرأة |
Aslında sürüklediğin şeyin bir kız cesedi olduğunu? | Open Subtitles | و أنّ ما كنتَ تجرّه في الحقيقة هو فتاة ميتة ؟ |
Son yaptığın şeyin, dünyayı kurtarmak olduğunu. Sadece talimatları söyle. | Open Subtitles | و أنّ تصرفكَ الأخير كان لإنقاذ العالم، أخبرني بمَ كان باللـّفيفة و حسب. |
Aileleri öldürmenin kıyameti getireceğini ve bu şekilde Tanrı'nın cennetten aşağı geleceğini düşünüyordu. | Open Subtitles | يعتقد قتل العائلات قد يأتي بنهايه العالم و أنّ الرب يأتي من الجنان |
Yemin altında olacağınızı ve konuşmanın kayda alınacağını biliyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | أنت تدرك أنّك تحت القَسَم و أنّ هذه الجلسة مسجّلة ؟ |
Bu, çok dar bir fırsat penceresi ve ihtimaller avcıların aleyhinde. | Open Subtitles | أنها فرصة سانحة محدودة و أنّ فرص النجاح قليلة ضد الصيادين. |
ve internet dünyanın her bir köşesine ulaştı, en fakir, en uzak bölgelerine bile. | TED | و أنّ الإنترنت قد وصل إلى كلِ ركن في العالم، حتى أفقر الأماكن و أكثرها بعداً. |
Sanat hocam benim çok orjinal olduğumu ve böyle bir şeyin de benim için paha biçilemez bir deneyim olacağını söyledi. | Open Subtitles | مُدرّسي في الفنّ قد قال لي بأنّني أصيلة و أنّ هاته ستكون تجربة ثمينة بالنّسبة إليّ |
Misyonumuz için hala kontrol edilmesi ve değerlendirilmesi gerek. Harcamaların haklı olup olmadığın anlamak için. | Open Subtitles | نحتاج للتأكد من أنّ المهمّة لا تزال هادفة و أنّ التكاليف مبرّرة |
Sadece öldürüldüğünü ve davanın hiçbir zaman çözülemediğini söyledi. Bunu zaten biliyor muydun? | Open Subtitles | أنها قتلت ، و أنّ القضية قـُيدت ضدّ مجهول، أأنت على علمٌ بذلكَ سلفاً؟ |
Bütün yapması gereken o balkonda dikilip rolünü oynamak ve kalabalığı Lord Rahl'ın o ünlü selamıyla selamlamak. | Open Subtitles | يتعيّن عليه الوقوف بالشرفة و أنّ يلوح إلى الرعية بالتحية و حسب. |
Bir altın madeni olduğunu ve sizinkilerin onun ölmesini istediğini biliyorlar. | Open Subtitles | يعلمون أنّه منجم ذهب و أنّ جماعتكِ يريدونه ميتاً |
Ama şunu biliyorum ki bu yüzüğü alıp göle atabilirsin ve güneşin doğmasını beklersin ya da bunu takıp, savaşmaya devam edebilirsin. | Open Subtitles | لكن ما أدركه. أنكَ بإمكانكَ أخذ هذا ، و رميه بيعداً و أنتظار آشعة الشمس. أو يمكنكَ إرتداء الخاتم، و أنّ تواصل المقاومة. |
Bunu başarmam için de senin uslu durman ve kendini öldürmemen gerekiyor. | Open Subtitles | حسنٌ، لفعل ذلك يتعيّن أنّ أبقَ على هذا الوضع، و أنّ أحاول منعكِ من قتل نفسكِ |
Gönderdiğin avukat odanın ve hattın güvenli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | المحامي الذي أرسلتْه جماعتكَ قال أنّ الغرفة فُتّشتْ و أنّ الخطّ آمن |
O hasta olduğunu ve başka bir kız geleceğini söyleyecek. | Open Subtitles | ستدَّعـي أنّهـا مريضـة و أنّ هنـاك فتـاة أخـرى ستذهـب |