Bu da demektir ki, hala ölecekler ve kardeşin de öyle. | Open Subtitles | و الذي يعني أنهم سيظلون يريدون قتلكم وهذا ما سيحدث لأختكِ |
Bu da mide bağırsak sorunu ya da kanama bozukluğuyla açıklanabilir. | Open Subtitles | و الذي يمكن تفسيرها ببساطة بمرض معدي معوي أو مشكلة نزيف |
Bu da mide bağırsak sorunu ya da kanama bozukluğuyla açıklanabilir. | Open Subtitles | و الذي يمكن تفسيرها ببساطة بمرض معدي معوي أو مشكلة نزيف |
İkimiz de yarım bir hayat yaşadık, ...ki bu bize yetiyordu. | Open Subtitles | كان لكل منا نصف حياة كاملة و الذي كان كافي لنا |
Evet. Bilim kulübü sağ olsun. Yani bizimkiler buranın varlığından bile habersiz. | Open Subtitles | نعم, كل الشكر لنادي العلم و الذي منع أصدقائي من معرفة وجوده |
O kadına hoşlanıyorum diye bahsettiğim kişi sen değilsin başka biri. | Open Subtitles | لكن الشخص الذي احبه و الذي تحدث عنه ليس انت لكنه شخص اخر |
Kamplarda daima gitarı olan ve çalmayı hiç bilmeyen biri de olur. | Open Subtitles | هناك دائما الرجل الذي يعزف الغيتار و الذي لا يعرف كيف يعزف |
Bu da kadının laboratuar sonuçlarına rağmen, yemek yediği iddiasını açıklar. | Open Subtitles | و الذي يفسر قولها بأنها تأكل، وتأتي نتائج الاختبارات بنتائج عكسية |
Sistemin sevgiyle Persephone ismini verdiğim merkezine inip makinelere fısıldamam gerekti, Bu da güzel çünkü bu seferki müthiş. | Open Subtitles | و كان علي الذهاب لبطن الوحش و الذي أسميها بكل مودة بيرسيفوني و أقوم ببعض السحر للآلات شكرا لك |
Ki Bu da umarım siz onu bulmadan önce olur. | Open Subtitles | و الذي آمل أن يتحقق قبل أن تجدوها يا رفاق |
Bu da ABD kapitalizminden herkes kadar nefret ediyorlar demektir. | Open Subtitles | و الذي يعني أنهم يكرهون الرأسمالية الامريكية مثل أيّ شخص |
Akıllıca olan, sineğin onu çırpış biçimi. Bu da sonuçta sinir sistemince kumanda ediliyor ve sineklerin dikkat çekici uçuş manevraları yapmalarını sağlıyor. | TED | بل الشيء الذكي هو طريقة رفرفة الآجنحة و الذي بالطبع يتحكم به الجهاز العصبي، وهذا يتيح للذباب لأداء حركات جوية رائعة. |
Ancak, insanlar genellikle böyle bir şey düşünmüyorlar, Bu da işin diğer yüzü. | TED | و لكن الناس لا يفكرون غالبا بشئ كهذا و الذي هو الجزء الاخر من المعادلة |
O marul içine katılan etkilerin hepsi sistemden kayboldu, Bu da buzdolabından kaybedilen enerjiden çok daha büyük bir çevresel etki demektir. | TED | جميع تلك الاشياء الموجودة في الخس تضيع من النظام , و الذي يجعل هذا مؤثر اكبر في البيئة من ضياع الطاقة من الفريزر |
Tartışmıyorlardı Bu da onlar için önemli bir başarı. | Open Subtitles | لم يكونا يتجادلان, و الذي يعتبر بالنسبة لهما إنجاز عظيم |
Bu da bir iki hafta içinde sonuçlanır. Sağ olun. | Open Subtitles | و الذي يحتاج الى اعادة تقيم في غضون اسبوعاً او أسبوعين |
ki bu toksik megakolona kadar ilerleyebilir, perforasyona, sepsise ve ölüme neden olabilir. | Open Subtitles | و الذي يسبب إلى تضخم قولوني مسمم و انتقاب و انتان ثم الموت |
Ve görünen o ki bu doktoru etkilememiş, çünkü bana bir kutuda yaşadiğimi ve yaş meselesine kafayi taktiğimi söyledi. | Open Subtitles | و على ما يبدو ليس كفاية لإثارة اعجاب الطبيب و الذي يقول أني أعيش بتحفظ لأني أهتم قليلاً بفارق السن |
Yani turn soforler dijital bir sekilde temize cikmis oluyor. | Open Subtitles | و الذي يعني أن السائقين الخمس لديهم عذر رقمي محقق |
Kullanıcının suyu kaynatmak için şu düğmeye basması gerekiyor, Yani şu anlama geliyor, hepimiz tembel olduğumuz için ne kadar ihtiyacın varsa o kadar dolduruyorsun. | TED | المستخدم يجب حقا ان يضغط على الزر لجعل مائه يغلي و الذي يعني , بما ان جميعنا كسولين سوف تملئ تحديدا ما تحتاجه |
Ve bununla ilgilenmesi gereken tek kişi sen, ilgilenmiyorsun. | Open Subtitles | و الرجل الذي يجب أن يقلق بشأن . هذا، و الذي هو أنت، لا يقوم بذلك |
Olması daha mümkün olan, ve bugün bunu görüyoruz, verinin bir yerel üretim merkezine gönderilmesidir. | TED | الشيئ الارجح, و الذي نراه اليوم, ان تلك البيانات يتم ارسالها الى مركز التصنيع المحلي |