Bir kere senin öldüğünü sandım, ve neredeyse ben de ölüyordum. | Open Subtitles | لقد أعتقدت مره أنك مت و تقريبا هذا دمرنى |
Unvanın başhekim olduğundan başhekim gibi görünme arzunu tamamen anlıyorum ve neredeyse saygı duyuyorum diğer taraftan da ciddi misin? | Open Subtitles | افهم كليا و تقريبا احترم رغبتك بان تظهر وكأنك عميد الطب |
Sürekli kapalı ve neredeyse tamamen sessiz bir hayat mı? | Open Subtitles | حياة من الانغلاق المستمر و تقريبا الصمت المطبق؟ |
Eski ortakları olmadan Dresden, klişe davul ritimlerine ve neredeyse ilgisiz tempo değişimlerine bel bağlıyor. | Open Subtitles | من دون تابعينه السابقين دريسدوم يعتمد على طبل آلة الكتابه و تقريبا من دون دافع تحولات الايقاع |
Amerika'da ve neredeyse bütün dizilerde tonla hassas, çocuklarını besleyip büyüten babalar var. | Open Subtitles | هناك الالاف من الأباء الحساسين و المهتمين يربون الأطفال حول أمريكا كلها و تقريبا على كل برنامج تلفزيوني... |
- Cunku populer bir marka ve neredeyse herkesin evinde var. | Open Subtitles | - لأنها - لأنها ماركة شعبية و تقريبا الكل يستعملها |
Frekansı ayarlayarak 90 GHz' lik Hig antibosonları alabiliyorum ve neredeyse saf bir 160GHz' lik bir ışın. | Open Subtitles | بتعديل التردد المتغير سأزيد من الهيجز أنسبوتز ) الى90جيجاهيرتز) و تقريبا الأشعاع النقى الى 160جيجاهيرتز |
Puebla'daki otobüs garini ve neredeyse tüm otelleri de arastirdik. | Open Subtitles | (الحافل، مركز الحافلات في (بويبلا و تقريبا كلّ فندق موجود هناك |
"¥ (Gülüşmeler) "Başka bir sürü çocukla öpüştüm ve bu iyi hissettirmiyor, o öpücükler pis ve yanlış hissettiriyordu, ama Lucas'ı öpmek güzel ve neredeyse ruhani bir his veriyor." | TED | (ضحك) "لقد قبلت العديد من الشبان الآخرين و لكنها لم تكن جيدة، القبلات كانت فوضوية و خاطئة، و لكن تقبيل لوكاس كان لطيفا و تقريبا روحاني." |